Futbolun karşılıklı planlar üzerine kurulduğunu gösteren bir karşılaşma oldu.
Karşılaşmaya cidden 7 eksikle başlayan bir Fatih Karagümrük takımı vardı. Zukanovic, Sabo, Ndiaye, Jimmy Durmaz, Lichaj, Salibur maçta forma giyemedi.
Öncelikle Şenol Can ve Karagümrükspor'u tebrik ederim.
Karagümrükspor neredeyse bundan önceki tüm maçlarına 4-1-4-1 düzeniyle çıkmıştı. Belki Sabo ve Ndiaye cezalı olmasa yine aynı düzen ile sahaya çıkarlardı. Bunu asla bilemeyeceğiz.
Şenol Can kendi takımının eksiklerini formasyon değiştirerek törpülemiş, açıkçası maç öncesi verilen 11'e bakınca stoper bozması Koray Altınay sağ bek, bek oyuncuları Ramazan Civelek ve Alparslan Öztürk'ün ise orta sahada Biglia'nın önünde oynayacağını Aatif'ın ise kanada atılarak bundan önceki tüm maçlardaki formasyondan vazgeçmeyeceklerini düşündüm.
Ama maç başlar başlamaz rakibin beklenilenden farklı çıktığını farkettim. Karagümrük asimetrik 4-2-3-1 ile sahadaydı. Sağ bekte Ramazan Civelek, orta sahayı çift 6'lıya dönerek Biglia ve Koray Altınay ile tutup, Alparslan Öztürk'ü sol bek Balkovec'in hemen önüne konumlandırıp, Aatif'ı 10 numaraya yerleştirdikten sonra simetriyi bozan Ndao'yu sağ öne yerleştirmişlerdi.
Eğer Galatasaray teknik heyeti de rakibin 4-3-3 ile çıkacağını düşünüp maça öyle hazırlandıysa ki öyle görünüyor. maç boyu kilitlenmemiz çok doğal.
Karagümrük zaman zaman topa da sahip oldu, Galatasaray rakibini pek rahatsız edemedi maalesef. Biglia'yı tebrik etmek gerekli. Kalitesini ispat etti.
Rakip takım değişen oyun düzeni ile Taylan'a karsI Aatif'ı, Emre Kılınç'a karşı Biglia'yı, Soso'ya karşı Koray Altınay'ı bağladı. Ndao'yu da Saracchi ile birebir bırakmayı başardılar.
Galatasaray maçın başında öne geçebileceği pozisyonları buldu. Oğulcan çağlayan mesela ilk dakikada golü atsa oyunun senaryosu tamamen değişebilirdi. keza Emre Akbaba'nın kontrol edemediği toplar da var. Soso'nun boş kaledeki Diagne'ye değil de Emre Kılınç'a çıkardığı top da heba oldu. Futbolda elimizde olmayan binlerce olası sonucu değiştirebilecek senaryo olduğu için bu pozisyonlara pek takılı kalmanın doğru olmadığını düşünüyorum.
Fatih Kuruçuk bu maçta geçer notu aldı. Fizik olarak gayet sağlam oyuncu zaten. Yan toplarda beğenmiyordum ama Galatasaray'ın orta kalitesi o kadar kötüydü ki beğenmediğimiz adamlar maçın yıldızı oldu. Karagümrük'ün çift pivot oynamasının avantajlarından biri de kendi ceza sahasını savunmak oldu. Koray Altınay, Biglia'nın göbekte oluşturduğu defansif zaafiyeti tolere etti. Ayrıca kenar ortalarını da uzun boyuyla süpürdü resmen.
Yani Karagümrükspor kendi eksikliklerini maç öncesinde analiz etmiş ve bu eksiklikleri kapatarak maça çıkmış.
Karagümrük teknik direktörü Şenol Can'ı bu yüzden tebrik ederim.
Galatasaray bu maç için Onyekuru tarzı bir adama ne kadar muhtaç olduğunu yeniden gördü. Emre Akbaba rakip sağ beki yeterince tehdit edemediği için Ramazan Civelek oradan driblingle topu çıkarmayı başardı. Ramazan Civelek Fenerbahçe altyapısı çıkışlı, Aatif eski fenerli, Fatih kuruçuk'u gs scout ekibi izliyor. Bir şekilde bu oyuncular da kendini ispatlamak istedi. eğer Galatasaray'da Onyekuru olsaydı eminim bu maçı oradan çözerdik. çünkü Onyekuru orada olduğu zaman rakibin beki hem hücuma destek veremeyecek hem de öndeki kanat oyuncusu geriye yardım etmek zorunda kalacaktı.
Bizim Onyekuru ile yapmanız gerekeni, Ndao ile yapan bir Karagümrük vardı. Saracchi'yi çıkarmadı resmen. Chelo çıktığında da oradan başımızı ağrıttı baya. Benim tanıdığım fatih terim bu maçtan sonra Ndao'yu transfer etmek ister. Valla Fenerbahçe de transfer etmek ister. Bizim jesse'den beklediklerimizi Ndao yaptı ki ptt ligi'nde Jesse daha fazla estiriyordu. Sanırım bugün sol bekimiz Andrew Robertson bile olsa orada paspas olacaktı.
Galatasaray rakibin maça iyi hazırlanması sonucu doğal olarak kilitlendi ve maçı getirebilecek ayaklarına bakmak zorunda kaldı. Emre akbaba gerçekten baya kötü performans sergiledi, çünkü efordan ziyade Emre'den biz ince işler bekliyoruz. Bunu da yapamayınca maalesef takımı eksik bıraktı. Oğulcan ise tam tersi eforu ile katkı sağlayan bir oyuncu, onun da teknik olarak yeterliliği hücumsal verimliliği düşük kalınca, ki Alparslan Öztürk de sol ön oynamasına rağmen sol bek gibi orayı kapatarak buna izin vermedi, hücumda tıkanan bir Galatasaray ortaya çıktı.
Rakip karambole bir gol de attı ilk yarı, şans eseri ofsayt ile kurtardık gerçi. hakemin ciddi hatalarından biri Emre Akbaba'ya Biglia'nın ceza sahası içindeki sert müdahalesiydi. Bence bu pozisyon penaltı ve kırmızı karttı.
Ligdeki diğer maçları da izliyorum, Jahovic Fenerbahçe maçında aynı hamleyi yapmış ve var uyarısı ile kırmızı kart görmüştü. Bu hamle ondan bile beterdi ve hakemler neden bunu atladı. Belki kırmızı penaltı gelse maç orada kopacaktı. Tabi ki bu pozisyonun tekrarını Fatih Terim de kenarda izledi, haklı olarak itirazda da bulundu. Ki bence gecenin başlangıcı buydu. Emre Akbaba'nın ayağı orada yeniden kırılabilirdi.
Tabii ki hiçbir şey Galatasaray'ın ilk yarıyı isabetli şut çekmeden tamamlamasını açıklamak için yeterli değil.
İlk yarıya gol yemeden girmiş olmak avantajdı esasında.
Çünkü Karagümrük yedek kulübesine bakınca benim neşem yerine geliyordu.
Şahsen yorulan Karagümrük orta sahasına karşı Belhanda ve Etebo girse fizik olarak oraları dağıtabilirdik. Çünkü Aatif yaşlı, Biglia yaşlı ve Koray da alışık değil oralara.
İkinci yarı 15. saniyede maalesef topu ağlarımızdan aldık.
Linnes acayip şekilde kaçırdı rakibi. Alparslan da beklenmedik şekilde Emre Taşdemir gibi koşuyu attı ve isabetli pas ile Ndao'yu buluşturdu. Kaleci Okan erken açılsa topu alır mıydı bilemem, Saracchi Ndao'yu kaçırmayabilir miydi o da tartışmalı.
Nitekim 15 saniyede 3 oyuncumuz ortaklaşa hata yaparak golü yedirdi ve şok ile başladık.
Bu dakikadan sonra Karagümrük'ün yatış vakti geldi. Maalesef hakem de oyunu oynatmak istemeyen bir futbol düşmanı olunca bizim oyuncular rakibin yanından geçse faul çalınmaya başladı. Karagümrük'te düşen kalkmaz oldu, sanki her pozisyonunda kurşun yemiş gibi yerde yattılar.
Tabi bu arada Soso %100 bir gol kaçırdı, Donk'un kafası direği yalayıp auta çıktı. Belki hemen karşılık versek rakip bu kadar yatamazdı. Ramazan Civelek iyi oyununu aktörlük ile de süsledi.
Arda'nın girişi ile kızılca kıyamet koptu zaten. Linnes'e yapılan müdahale sonucu her şeye faul çalan hakem oyunu devam ettirince Fatih Terim yoğun itiraz sonucu oyundan atıldı.
Bazen bu tür hamleler takımı ateşler, bizim takım da biraz ateşlendi aslında ama golü bulamadık, rakip de yatmaya devam etti hakem de çanak tutmaya devam etti.
Bu tür hakemlerden ne kadar nefret ettiğimi daha önce de defalarca dile getirdim. Bence bunların hepsi Türk Futbolunudan temizlenmeli. Şahsen yetkim olsa vallahi de billahi de bu hakemleri teker teker bitiririm. Başka türlü biz Avrupa'da yükselemeyiz. Ayakta kalmamız lazım.
Karagümrük bugün yattı iyi güzel, aldılar 3 puanı da. Ama Avrupa'ya gitse ve böyle yatsa, batırmadan kaldırmazlar takımı.
Ben Donk'un dakika 80 olmadan santrafora geçeceğini düşünüyordum. 89 civarı gönderildi. Genç Ali Yavuz da kurtarıcı olarak oyuna girdi. Ali Yavuz Kol, kahramanlık ile taşlanacak adam olma konusunda ince bir çizgide yürüdü.
Kazanılan penaltı da topu Diagne ile buluşturan da Ali Yavuz'du.
Video hakem ceza sahasında böyle küçük müdahaleleri de affetmiyor. Ben penaltının doğru olduğunu düşünüyorum. Geçen senelerde Adem'in böyle golleri iptal edilmişti. Sonuç olarak Diagne'nin ayağına koray tarafından bir hamle vardı.
Bu arada rakip de 10 kişi kaldı, onlar da psikolojik olarak dağıldı. Aslında kötü oynanan oyun sonrası 1 puan fena değil diye düşünürken, ve cümbür cemaat gol ararken Ndao'nun başrol oynadığı ve bitik Mevlüt'ün bitirdiği kontra ile maçı kaybettik.
Valla Taylan'ın yerinde olsam Mevlüt'ü yaka paça indirirdim. Kırmızı kart uğruna 1 puanı kurtarmış olurduk. Taylan fair play örneği sergiledi, ona da tebrikler. Ama ben Mourinho'nun da dediği gibi orada kibarlığı asla tercih etmezdim.
Fatih Terim hocam 3-5 maç ceza alır kesin.
Marcao'ya da 3-5 maç ceza verirler. Yani hem 3 puanı kaybettik hem de kötü yaralar aldık.
Önümüzde telafi etme şansımız var. takım olarak eksiklerimizi de gördük. Hangi tip oyuncuya ihtiyacımız olduğunu da gördük. Ndao bizde olsa maç bizimdi. Onyekuru bizde olsa maç bizimdi. Futbol böyle işte.
Fatih Kuruçuk'a da tebrikler, umarım sene sonuna kadar böyle oynamaya devam eder ve güzel yerlere gelir.
Cepheden gelen toplara vurdurmadı genel olarak, demek ki kendini geliştirecek. Toplu oyunda da pek sırıtmadı.
Sene sonu bonservissiz olarak bize katılabilir.
Gelelim kendi görüşlerime.
Vallahi rakibin 4-2-3-1 ile bizi kilitlediğini görünce ikinci yarı 3-5-2'ye dönmek her zaman kalbimdeydi.
Bize sürpriz yapana biz daha güzel bir sürpriz ile cevap verebilirdik. 4-2-3-1'e simetrik olarak çok ters gelecek bir 3'lü savunma işi çözebilirdi. Tabiki top rakipteykenki 3'lüden bahsediyorum. Çünkü top bizdeyken Taylan zaten savunamayı 3'ledi. Bence esas sorunlardan biri top rakipteyken onları durduramamızdı. Belki ndao bizim sol stoperi haşat edebilirdi, o halde asimetrik olarak sol kanat beki de çekebilirdik. Hem de rakip santrafor Sobiech'i Luyindama ile esleyip rakibin uzun top opsiyonunu tamamen bitirebilrdik. Biraz ütopik olacak ama ben çaresiz kalmaktansa deneme taraftarıyım her zaman.
Başaramazsak en azından denedik deriz.
Çünkü kalitemizin yetmediği anlarda rakibi zekamız ile alt edebiliriz. Zor da olsa her zaman bir çıkış yolu, bir çözüm yolu vardır ve doğruya giden tek yol yoktur. Normalde 3-4-1-2'ye daha aşığım ama bu maçın ilacı 3-5-2'ydi. Tabiki bu planları çalışmak ve hazır hale getirebilmek çok zaman alacaktır. Klopp'un taç atışları için bile antrenör aldığı dönemde Terim hocamdan hem Terimball hem Gasperini hem Conte taktiği beklemek haksızlık olur. kaymaları doğru yapabilmek adına çok çalışmak elzemdir. Oyuncuların ezberini bozmak da psikolojik olarak ciddi bir sorun olabilir tabii ki.
Umarım teknik heyetimiz doğru çözüm yolları üretebilir.
Çünkü bu ligde 4-2-3-1 ezberi vardır. bu maçı izleyip izleyip aynı taktikle karşımıza çıkamaya çalışacak tonla takım var.
Maç öncesi yanılttığım varsa affola, futbol bu yüzden güzel. rakip teknik direktörlerin de düşünceleri var tabii ki.
Bu sefer mazlum yediği tokada karşılık verdi, tabi ki bu bizim daha hoşumuza gider. gerekirse satranç gibi oynamak gerekli bu oyunu. Ve bu ülkedeki çoğu kişiden daha fazla varyanta hakim olduğumu da biliyorum.
Son olarak Ali Yavuz Kol'a fazla yüklenmemek gerekli.
Siz değil miydiniz gençler oynasın şu olsun bu olsun.
Ali Yavuz sorumluluk almaktan kaçmadı, 3-4 defa hatalı tercihi üst üste gelince kahramanlık ipinde yürürken uçuruma sürüklendi. Ali fizik olarak iyi durumda ve çalışkan bir çocuk; büyük takım santraforu olamaz belki, belki kanat da olamaz ama gerekirse sağ bek olur bu çocuk.
Ali yavuz kardeşim, çalışmaya devam et. Canın sağolsun.
Biz senin arkandayız.
Ayrıca bu maç sonrası Omar, Luyindama, Belhanda, Arda gibi takımın ağır taşlarının yerini bulacağını düşünüyorum