Artem Dzyuba, 22 Ağustos 1988'de Moskova'da dünyaya geldi.
Bir target man furyasıdır almış başını gidiyor, Vedat Muriqi'nin "Ben Target Man'ın oğluyum" dediği yerde Artem Dzyuba "Benim öyle bir oğlum yok" diyebilecek kişidir. Bu konuda saflarımız belli edelim, bu satırları Rusya Milli marşı dinleyerek yazıyorum :)
Artem Dzyuba'nın sözleşmesi 30.06.2020'de sona eriyor, yani Bosman kanunları gereği çok yakın bir zamanda herhangi bir bonservis bedeli ödemeden gelecek sezon için oyuncuyla anlaşma sağlayabiliriz.
Rusya'da yabancı oyuncu sınırı bulunduğu için Artem Dzyuba'yı
ordan koparabilmek kolay olmayacaktır.
İşte bu noktada zamanında Burak Yılmaz'ı Rusların elinden
alıp gelen tek kişilik transfer komitesi Abdurrahim Albayrak'a güvenmekten
başka seçeneğimiz yok. Daha önce yaptık, yine yaparız :)
Artem Dzyuba artık kariyerinin ustalık dönemini yaşayan bir oyuncu, bu yüzden güncel olan yani bu sezondaki istatistiklerini değerlendirmekte fayda var.
Dzyuba bu sezon Rus liginde 19 maçta 11 gol 9 asistle oynuyor,
şampiyonlar liginde ise 6 maçta 2 gol 1 asist üretti. Whoscored verilerine göre
bu sezon 7.53 rating ile oynuyor, bu bile başlı başına yeterli bir veri bence.
Artem Dzyuba bu sezon maç başına; 2.7 şut, 2 kilit pas, 0.4 adam geçme, 2.2 faul alma, 1.1 ofsayta yakalanma, 2.1 top kaptırma ve 1.9 kötü top kontrolü ofansif istatistikleri ile oynuyor.
Bu istatistikleri irdeleyecek olursak skora yaptığı katkı
oyuna yaptığı katkı göz önüne alınırsa gayet yeterli. Maç başına 2.7 şut
çekmesi kaleyi bulmakta zorlanan takımlar için ilaç gibi olur, maç başına
yaklaşık 2 tane kilit pas vermesi üst düzey futbol aklına sahip olduğunun
göstergesi ve uzun boyuna rağmen şaşırılacak kadar ince işler yapabilen bir
oyuncu. Dribling ile adam geçme özelliği de bulunan oyuncu, maç içerisinde
sürekli sağa sola deplase olarak rakip stoperleri sırtında taşıyabilen bir
oyuncu, bu özelliği sayesinde rakip defansta oluşan boşluklara kendi takım
arkadaşlarının girmesini sağlayarak hücum anlamında çok çok önemli katkı veren
bir oyuncu, uzun bir oyuncu olmasına aldanmayın Galatasaray'ın mevcut
beklerinden daha kaliteli orta açtığına kalıbımı basarım. Zenit takımında oyun
sürekli Dzyuba üzerinden oynandığı için ve çoğu zaman rakip stoperlerle
boğuştuğu için maç başına yaklaşık 2 top kaybı ve kötü top kontrolü
istatistikleri mevcut. Oyun olarak vereceği katkılar düşünülürse bu top
kayıpları tahammül edilebilir seviyede olduğu düşünülebilir.
Artem Dzyuba sürekli pres yapan bir oyuncu değil bu yüzden defansif reaksiyonlaryla methedilecek bir oyuncu değil, Elmander gibi sürekli rakip kovalasın diye beklentiye girmemek lazım; ama eli belinde sahada gezecek bir oyuncu da değil.
Artem Dzyuba hava toplarında fenomen bir oyuncu. Maç başına 5
hava topu kazanma istatistiğiyle oynuyor, uzun boylu olmasının avantajıyla hem
duran top savunmasına hem de duran top organizasyonlarında olağanüstü katkı
verecektir. Dzyuba varlığıyla beklerin kesebileceği kötü ortaları bile gole
çevirebilecek bir oyuncu.
Artem Dzyuba tek forvetli sistemlerde de başarılı oynayabilir ama çift forvetli sistemlerde hedef adam rolünde çok daha verimli olacaktır. Dzyuba çok güçlü bir oyuncu, Rusların doğal yaşam koşullarını da düşünürsek Ivan Drago gibi kalır bizim ligde. Galatasaray'a gelirse Falcao ile birlikte inanılmaz bir ikili olabilirler, Galatasaray'ın mevcut kadrosunda Falcao forvette yalnız kaldığı için stoperlerle ekstra boğuşmak zorunda kalıyor ve asıl işi olan gol atmak için yeterli enerjisi kalmıyor. Dzyuba Türkiye ligindeki stoperleri sırtında taşıyabilecek bir oyuncu, varlığıyla birlikte Falcao, kanat oyuncuları ve orta sahadan rakip ceza sahasına bindiren oyuncuları çok rahatlatacaktır. Rakip takımları teknik ve oyun planı ile açamadığımız anlarda güç ile kırmak adına çok önemli bir oyuncu olur.
Marcao geçen seneki Rize maçından sonra ligde en zorlandığı forvet oyuncusunun Burak Yılmaz olduğunu, en kolay savunduğu kişinin de Vedat Muriqi olduğunu söylemişti. Komedi gibi bir açıklamaydı tabi bu, çünkü Vedat'ın Luyindama ve Marcao'yu düşürdüğü halleri hepimiz gördük, nitekim o maçta Vedat şık bir gol atmış ve takımlarının eksik kaldığı dönemde de 1 asist yaparak Rizespor'u öne geçiren golün asistini yapmıştı. Hala öyle düşünüyorsa, Marcao'ya birilerinin Vedat'ı iyi savunamadığını söylemesi lazım :)
Dzyuba Galatasaray'a gelirse taraftarlar neden maçlara Kızıl Ordu marşıyla çıkmıyoruz diyeceklerdir.
Dzyuba'nın kesinlikle Fatih Terim'n aradığı
forvet oyuncusu olduğunu düşünüyorum. Özellikle arasak bile kaos oyununa Dzyuba
kadar yatkın bir oyuncu bulamayabiliriz, rakibin baskı kurduğu ve oyun
kuramadığımız maçlarda topu Dzyuba'ya şişirerek orada çoğalabiliriz. İlerde top
tutar mı, tutar. Rakibi sırtında taşır mı, taşır. Oraların oyuncusu mudur, evet
oraların oyuncusudur. :)
Galatasaray'ın
skor olarak öne geçtiği maçlarda çok fazla baskı yediğini düşünürsek Dzyuba'nın
varlığıyla bu baskıyı ilerde top tutarak çok rahat bir şekilde kırabiliriz.
Falcao'dan tekniği ile ilerde top tutmasını beklerken Dzyuba'nın fiziği ile top
tutmasını bekleyeceğiz, en azından daha somut bir beklenti. Takım topu ilerde
daha fazla tutabilirse geriye yüksek tempoda koşular o oranda azalacaktır ve
takım halinde hücum yapmak için daha fazla enerjiye sahip olacağız ve hücumda
diri olacağız.
Bir
oyuncu transfer ederken, bireysel olarak bakmak yerine büyük pastaya bakmakta
fayda var diye düşünüyorum. Artem Dzyuba kesinlikle bir oyuncudan çok daha
fazlası olacaktır, tek hamle ile hırpalanan Falcao'yu, kanat oyuncularını, orta
yapan beklerini, oyun kuramayan stoperlerini rahatlatmış olacaksın. Süper ligin
şifrelerinden biridir bu tarz oyuncular. Zenit şuan liginde açık ara lider
gidiyor, bundaki en büyük pay sahiplerinden birisi de Artem Dzyuba.
Artem
Dzyuba bu kadar iyi neden dünyanın en iyi kulüpleri ile adı anılmıyor
diyebilirsiniz. Arkadaşlar artık büyük kulüpler ile aramızda maddi uçurumlar
var, o takımlar sistemler ötesi yetenekteki oyuncuları kadrolarına katıyorlar.
Hem geçiş oyununu hem pozisyon oyununu bilen hem de fizik olarak çok üstün
oyuncuları tercih ediyorlar. Bu tip takımlarla başa çıkabilmek için, en azından
onlar karşısında kavga edebilmek için mutlak surette belirli bir sistemle onlar
karşısında durabiliriz. Bazen kaos en önemli sistem olabiliyor. Kaos'un
getirebileceği gücü bilen bir camia olarak Dzyuba'nın önemini anlamalıyız.
Vedat
Muriqi'nin, Sörloth'un, Crivelli'nin çok büyük fark yarattığı ligde Dzyuba
tribünlere "kalinka" (ka ka kakalin) şarkısını ezberletir.
Dzyuba gelirse sosyal medyada, spor camiasında her yerde
büyük saygı duyulacak bir performans göstereceğine eminim. Rus milli takımı
antrenörü Stanislov Çerçesov tarz itibariyle Fatih Terim'i anımsatan bir teknik
direktör, Dzyuba ile Teim hocamın iyi anlaşabileceklerini düşünüyorum,
Dzyuba'nın Fatih Terim için savaşabileceğine eminim. Mağlubiyetler olabiliyor
ama bağlılıklar her zaman daha ağır basıyor.
Dzyuba genel
olarak sorunlu bir profil gibi görünse de böyle arızalı tiplerin motive
edilirse çok başka başarılara imza atabileceği bir gerçek. Yanılmıyorsam Artem
Dzyuba Mancini ile tartıştıktan sonra Rus liginde Arsenal Tula takımına
kiralanıyor ve Zenit'e karşı oynaması durumunda takımın belirli bir ücret
ödemesi gerekiyor, Dzyuba bu ücreti kendi cebinden ödeyip Zenit'e karşı forma
giyiyor ve 1 gol 1 asistlik performansla Sinyor Mancini'ye selamını çakıyor.
Bizim
medyamızda Rus oyuncuların gece hayatı ve alkol düşkünlüğü gündem olur genelde,
ayyaş Seleznyov bile ayık çıkmadığı maçlarda bu ligi salladıysa Dzyuba bu ligi
yıkacak oyuncudur. Dzyuba için saha içine odaklanmamız gerekli, saha içindeki
gerek mental gerek karakteristik özellikleriyle gerçekten yararlı bir oyuncu.
Yanılmıyorsam
Rus Milli takımı doping cezasına çarptırıldı ve önümüzdeki 4 sene boyunca
herhangi bir uluslararası turnuvaya katılamayacak, Milli takıma seçilme durumu
olmaması Dzyuba'nın motivasyonunu olumsuz etkileyebilir, çünkü en iyi
performanslarını hep milli takıma girmek için göstermiş bir oyuncuydu. Ama
fenerliler çok konuşuyor, Dzyuba'yı motive etmenin yüzlerce yolunu
keşfedeceklerdir.
Oyuncunun yaşı
ile de şüpheleri olanlar olabilir, arkadaşlar hem çok genç hem de bu olgunlukta
hem bu futbol zekasına sahip hem bu fiziksel yapıya sahip oyuncuyu bulabilmek
pek kolay değil. Bonservis ile alalım desek Dzyuba'yı Rusya'dan koparabilecek
bir ücret olmadığını düşünüyorum. Dzyuba'ya gerekirse imza parası verip, dolgun
bir maaşla 3 senelik sözleşme imzalamak bize getirilerini düşünürsek karlı bir
anlaşma olacaktır.
Şuan için
Dzyuba gelecek sezon için mükemmel bir fırsat transferi olarak duruyor. Dzyuba
zaten uçak gibi bir oyuncu olmadığı için sahip olduğu beceriler yaş ile
iliştirilebilecek özellikler değil. Sadece genç oyuncularla hedef takımı
kurabilmek pek gerçekçi değil, özellikle bizim gibi sabırsız bir toplum için...
Her
transfer risklidir, repertuvarında sakatlık olmayan ne adamlar geldi ama forma
dahi giyemeden teneke bağlanıp gönderildi. Başarıya giden yolda; sağlık
faktörleri dışında teknik ekibin oyuncuya yaklaşımı, taraftarların oyuncuya
yaklaşımı, oyuncunun adaptasyonu, oyuncunun hal ve hareketleri gibi
karakteristik özelliklere bağlı olarak bir çok etken var.