26 Ocak Konyaspor- Galatasaray Maç Önü Değerlendirmeler...


Galatasaray için ölüm kalım maçlarından bir tanesi.
Konyaspor ligde konum olarak baya sıkıntılı durumda, savunmada kompakt olmaları nedeniyle yavaş oynayan takımımıza ters gelebilen bir takım. Kalecileri Serkan Kırıntılı da özel hazırlanır bizim maçlara, Fenerbahçe'nin Başakşehir galibiyetinden sonra Aykut Kocaman da Fenerbahçelilere galibiyetle hediye vermek isteyecektir.

Hücumda kanatları kullanan bir Konyaspor var, pozisyon bulma ve bitiricilik konusunda sıkıntı yaşıyorlar. tipik 4-4-2 takımı, bu yüzden eşleşmelerde Galatasaray adına ciddi sıkıntılar olmayacaktır. umarım önde basarak oynamaya devam ederiz.

Konyaspor savunma hattı özellikle yüksek toplarda sıkıntı yaşıyor, maç sıkışırsa Adem&Falcao ikilisini ileriye atıp sağlı sollu ortalar ile maçı çözebiliiriz.

Galatasaray adına Fenerbahçe derbisine kadar görünen en zor müsabaka olacak, burdan çıkarılacak bir galibiyet ile kadıköy deplasmanına kadar hasarsız yol alma şansımız olabilir.

Teknik ekibin son yaşanan olaylara sahada tepki vermesi gereken maçtır, aksi halde tamamen dağılma noktasına gelebiliriz. Şuan Galatasaray yönetimi ve teknik heyet arasındaki ipler çok inceldi, er ya da geç tamamen de bu bağ kopacaktır. umarım bu durum Galatasaray'a en az zarar verecek şekilde sonuçlanır.

Konyaspor gibi kapanan takıma karşı geriden oyun kurabilen Marcao'ya en ihtiyacımız olan maçlardan biriydi. Ahmet Çalık ile rasgele dan dun ileri vuracağız. Konyaspor kanattan ceza sahasına pasla etkili olmaya çalışan bir takım. Galatasaray beklerinin savunma zaafiyeti göz önünde bulundurulursa ve Ahmet- Donk stoper tandemiyle gol yememiz çok olası. Burada önemli olan yediğimizden fazlasını atabilmek.

Falcao'nun kafa golü atabileceği bir maçtır, duran toplar çok kritik. ne yapıp ne edip kazanmalıyız, 2-0 geriye düşsek bile geçen seneki bursa maçı gibi geri dönebilmeliyiz. Feghouli'nin jeneriklik gollerine ihtiyacımız var.

Oyunu erken çözemezsek teknik heyetin kenar hamleleri çok önem kazanacak, muhtemelen Jesse yedek soyunur, gol atsak ya da yesek farketmez Jesse her türlü oyuna katkı sağlayacaktır, umarım süre alabilir.

Konyaspor taraftarı da takımına tepkili olacaktır, maça hızlı başlayabilirsek taraftarı kırabilir ve bu durumu lehimize çevirebiliriz.

Seri'nin başbaşa bırakan paslarına çok ihtiyacımız var, illa ki Falcao pozisyon yakalayacaktır, umarım tüm yakaladıklarını atar bu maçta. tüm takım olarak enerjik olmalıyız. Falcao'ya odaklanan savunmaya Emre Akbaba'nın da sürpriz yapabileceğini düşünüyorum.

Ahmet Çalık ile maça çıkma ihtimalimiz olduğu için kağıt üzerinde çok zor bir maç bizi bekliyor. hakem sürekli oyunu durduracaktır, Konyaspor'a duran toplarda da dikkat etmeliyiz. ilk maçta 90+6'da yenilen golle kaybedilen puanları telafi etmek de yine aynı oyuncuların elinde.

Konya maç saatinde çok soğuk olacak muhtemelen, Seri'nin de soğukta oynayamama gibi bir hastalığı var gibisinden bir şey duymuştum. umarım şehir efsanesidir aksi halde kestane olabiliriz. savunmada Ahmet oynarsa top bizdeyken Lemina da stoper oynayarak savunmadan top çıkaracaktır, orta sahada seri yalnız bırakılmamalı. Feghouli ve Ömer kararsız görünüyorlar, ne 3-5-2 orta saha 3'lüsü ne de kanat gibi oynuyorlar.

Top rakipteyken 4-4-2 şeklinde birebir eşleşerek baskı uygulamalıyız, artık kaybedecek bir şey kalmadı. herkes son nefesine kadar sahaya enerji koymalı, yorulanlar da gerekirse 60'ta çıkarılıp taze kanlar oyuna dahil edilmeli.

Kötü sonucu düşünmek bile istemiyorum ama mevcut savunma hattımız ile gol yenememiz beni çok şaşırtır, yediğimizden fazla atmak zorundayız. hep birlikte itiraz edip birlikte savaşmalıyız. artık takım için kavga etme vakti, bizi bu duruma bu takım soktu ve bu takımın bizi buradan çıkarması gerekli.

Fenerbahçe loser bir takım, anadolu takımlarına bile şampiyonluk verebilirler. bizim sadece kendimize odaklanmamız lazım, ipin ucunu çok kaçırdık ama hala ipler bizim elimizde. biz kazandıkça kimse önümüzde duramayacak. bu maçı kazanırsak Onyekuru ve Andone ne dönüyor. Belki stoper bile transfer edebiliriz. ne yapıp ne edip kazanmalıyız

Takıma, teknik heyete inanmaktan başka bir çaremiz kalmadı. beraber çok şey kazandık gerekirse beraber kaybedeceğiz ama mücadele etmemiz gerekli. gerekirse hakemleri de yenmeliyiz, şuan öyle kritik bir noktadayız ki hakem hamleleri ile bile yarıştan saf dışı bırakılma ihtimalimiz var.

Konyaspor kağıt üzerinde tam bir beraberlik takımı gibi görünüyor. Kazanmak zorunda olmasak muhtemelen berabere bitecek bir karşılaşma. Kazanmak zorunda olduğumuz için kazanacağımıza inanıyorum.

Konyaspor da özgüven kaybı yaşayan bir takım, defans hatları pek sağlam değil, kalite olarak her mevkide üstünüz. Skubic formsuz, Ömer Ali vasat.

Hakkımızda hayırlısı olsun.

Allah yardımcımız olsun.

19 Ocak 2020 Galatasaray- Denizlispor maç sonu analizi.



Öncelikle Denizli karşısındaki oyunun bu sezon şampiyonluk için yetmeyeceğini söylemek istiyorum.

Ve hakemler düzelene kadar, tüm insanlar bu saçmalığı farkedene kadar da yazacağım. Hakemler bu ülkede oyun oynatmıyor !
Hakem Yaşar Kemal Uğurlu, soyunma odasından faullerle oyunu durdurmaya başladı. Hakemlere Galatasaray’ın ceza sınırındaki oyuncuları maç önünde ezberletiyorlar sanırım, maç başladıktan 2 dakika sonra da kafa kafaya çarpışma sonucu faul vermediği pozisyondan sonra Marcao’yu sarı kartla cezalandıran bir hakem vardı. Bunun 1 tık ötesi hatalı pas attı diye oyuncuya sarı kart göstermektir. Lemina da kart sınırındaydı, sanırım niyeti çok belli olmasın diye ona kart göstermedi.

Ayrıca Lemina demişken şunu da ekleyelim. Lemina Premier lig seviyesinde oyun oynadığı için nizami şarjlarda oyun faul olarak durduruluyor, hatta Saracchi de isyan etti bir noktadan sonra, hatta ve hatta Galatasaraylı oyuncu Feghouli topa sahipken rakibe faul yapmış oldu. Topa sahipken faul yapabilmek büyük bir beceri olsa gerek.

Galatasaray maça beklediğimiz 11 ile başladı; Muslera- Linnes, Donk, Marcao, Saracchi- Lemina, Seri- Feghouli, Ömer Bayram- Emre Akbaba, Falcao.
Fatih Hoca’nın Taylan ve Emre Akbaba arasında yazı tura atarak bile seçim yapabileceğini söylemiştim. Fatih Terim Emre Akbaba’ya karşı farklı hislerde olduğu için onu tercih etti sanırım.

Denizlispor ise neredeyse tamamen beklediğim bir 11 ile çıktı; Stachowiak- Zeki, Oğuz, Mustafa Yumlu, Thiago Lopez- Onazi, Murawski- Sacko, Aissati, Olcay- Rodallega.

Galatasaray beklediğim gibi top rakipteyken 4-4-2 ile rakip savunma hattıyla 1’e 1 eşleşerek baskıyla maça başladı. Bunun etkisiyle oyun kuramayan Denizlispor uzun toplar ve dönen topları ile konta atak kovaladı.

Galatasaray topu aldığında ise Lemina’da stoper rolüne bürünerek 3-1-4-2’ye döndü. Bek oyuncularının hücum performanslarını optimize etmek için bu oyun tarzı üzerinde yoğunlaşıldığını düşünüyorum.

Saracchi maça fırtına gibi başladı, Liverpoollu Robertson etkisi gösterircesine hücum etti. Hatta bir ara ben yoruldum hücum bindirmelerini izlerken. Saracchi, taraftar önünde ilk defa görücüye çıktığı için kendini göstermek adına maça bu kadar eforlu başladı sanırım. Hatta oyun sol kanada o kadar yıkıldı ki, Galatasaray sağ kanadı kullanmaz oldu ve dengesiz bir oyun oldu. Sağlı sollu gelemeyen sadece Saracchi ile bindiren bir Galatasaray vardı. Bunun getirisi olarak Saracchi ve Ömer Bayram oyunun belli bölümlerinde oyundan düştü.
Galatasaray taraftarı sol ayaklı sol bek izlemeyi özlemişti, Saracchi geri dönüşlerde problem yaşayabilen bir oyuncu. Birkaç pozisyonda geriye dönerken net şekilde aksadı. Saracchi’nin önünde oynayan Ömer Bayram tercihini de bu yönde yorumlayabiliriz, Ömer Bayram’ın defansif çalışkanlığı ile Saracchi’nin defansif zaafiyetlerini minimuma indirgemek istendi sanırım. Kısmen de başarılı olduğunu söylemek gerekli.

Maç öncesi analizimde Denizlispor’un altıpasa yapılan ortalarda sıklıkla zafiyet yaşadığını ısrarla yazmıştım. Galatasaray o bölgeyi zorlayarak Emre Akbaba ile golü çıkardı. Yan hakem saçma sapan bir şekilde ofsayt bayrağı kaldırsa da neyse ki hata düzeltildi. Golden önce Falcao’nun altıpas içinde kaleciye nişanladığı net bir pozisyon vardı, ondan önce de Emre Akbaba’nın ara pasında Falcao’nun net şekilde yararlanamadığı bir pozisyon vardı.
Galatasaray yapmak istediği presi uzun dakikalara yayamadı, hakem de neredeyse her pozisyonda oyunu durdurduğu için buna izin vermedi. Bence Türk futbolunda çözülmesi gereken en önemli sorun Türk Hakemlerinin oyunu aşırı derece fazla durdurması. Hakemler yere düşen her oyuncuya faul vermek zorunda değil, oyunun bu kadar durması takımlarımıza faydadan çok zarar sağlıyor.

Galatasaray topa sahipken Seri’yi çok yalnız bırakıyor, Lemina’nın orta saha performansından feragat ettiğimiz zaman Ömer Bayram ve Feghouli’nin mezzela gibi hem kanat hem de orta sahaya yoğun katkı vermesi gerekiyor. Yarın öbür gün sıkıntılı deplasmanlarda orta sahayı rakibe verirsek maçtan istediğimiz sonuçlarla ayrılmamız mümkün olmayacaktır.

Galatasaray’ın 2. Golü de maç öncesine ısrarla altını çizdiğim bir durumdu, Seri’nin harika pası ile Falcao golü buldu, daha kolay pozisyonları kaçıran Falcao’nun bu golü oyuncunun özgüveni açısından da çok önemliydi.

Ben şimdiden Konya deplasmanında stoperde kimi oynatacağız onu düşünmeye başladım. Kadrodaki stoper orjinli tek oyuncu Marcao’ydu ve kapanan Konya karşısındaki defanstan topa oyun kurması çok önemliydi. Konya deplasmanında Ahmet Çalık ile maça çıkmak biraz intihar gibi olacak, o maça kadar yeni stoper alınır mı emin değilim. Galatasaray için kader haftalarından biri olacak, ayrıca hakemlerin şimdiden Galatasaray’ın havlu atması için çabalayacağı da unutulmasın.

Arkadaşlar Falcao’nun goller atacağını daha önce de söylemiştim, galeyana gelmeye gerek yok. Rakipler tarafından sürekli Falcao karalanacaktır. Yeter ki topu Falcao’ya getirebilelim, bir şekilde o golleri bulacaktır. Eğer ki Falcao pozisyona giremiyorsa asıl problem o olacaktır. Ayrıca Galatasaray’ın ilk golünde de atağı orta sahada kuran oyunculardan biri Falcao’ydu.

Galatasaray’daki en büyük problemlerden biri de teknik ekibin oyuna müdahelesi. Çünkü neredeyse oyuna müdahele etmiyorlar, değişiklikler için çok geç kalınıyor. Denizli’nin ptt seviyesindeki oyuncu değişiklikleri bile enerji konusunda fark yaratıyor. Futbolda enerji her şeydir. Eğer Fatih Terim kulübedeki oyunculara 30 dakika bile güvenmiyorsa o oyuncuları hiç tutmasın yanında. Çünkü Feghouli neredeyse yürümeye bile üşenir oldu, Emre Akbaba’nın maç kondisyonu kazanması zaman alacak. Ömer’in maalesef kalitesi yetersiz kalıyor. Açıkçası 2’yi bulduktan hemen sonra Emre Akbaba yerine Taylan; Feghouli yerine de Jesse’nin oyuna girmesi gerektiğini düşünüyordum. 10-15 dakika sonra da Ömer Bayram yerine Belhanda girseydi, enerji olarak rakibe daha net karşılık verebilirdik.

Saracchi gol attıracak, gol de yedirecek. Bugün yenilen golde Linnes ve Saracchi’nin payı vardı. Kornerde topu rakibe asiste eden Linnes ve şutu engelleyemeyen Saracchi vardı. Galatasaray’ın yemeyip içmeyip duran top çalışması lazım. Galatasaray’ın duran toplarda da Ömer Bayram’dan daha kaliteli ayaklar bulması gerekiyor. Emre Akbaba’nın olduğu ortamlarda Ömer ile orta açmak da bana garip geliyor. Galatasaray adına zaman zaman sıkışan oyunları açmak için duran toplardan gol bulmak çok değerli olacaktır. Ama neredeyse duran top golümüz yok bu sezon, üstüne üstlük duran toplardan gol de yiyoruz.

Marcao disiplinsizliklerine devam ediyor, sarı kartı varken dakika 85’te Rodallega ile laf dalaşına girdi. Ankaragücü maçında Marcao’nun hatası yüzünden maç 2-2’ye gelmişti ama bu arkadaş hala ders alabilmiş değil. Estupinan ve Rodallega ile çift forvete dönen Denizli karşısında stopersiz kalmak puan kaybına neden olabilirdi. Tüm takım Marcao kırmızı görmesin diye seferber oldu resmen, hakemin Marcao’yu ikinci sarıdan atamaması da ayrı bir olay zaten.

Lemina mükemmele yakın bir performans sergiledi, sağlıklı bir Lemina kesinlikle ligin en iyi oyuncularından biri. Seri ondan beklediğim asisti yaptı, Falcao gol attı. Emre Akbaba keza aynı şekilde ondan bekleneni yaptı, Falcao – Emre uyumu fena değildi. Ömer çalışkandı ama hala kalitesel noktada yetersizlikleri var, Ömer öyle bir oyuncu ki ne yapacağını kimse kestiremiyor. Bu da set oyununda büyük bir eksiklik.

Feghouli’yi hiç beğenmedim, ne savunmada ne hücumda katkı verebildi. Falcao’ya yakın da bir maaş alıyor, fiyat performans olarak yerlerdeydi. Hala Feghouli’nin form tutmasını bekliyoruz. Çok daha erkenden Jesse’nin oyuna girmesi gerektiğini düşünüyordum. Jesse en azından defansif katkı verirdi.

Linnes de pek verimli oynayamadı, uzun vadede ve haftalık tek maçlı sistemde Mariano hala Linnes’in önünde.
Galatasaray’ın Linnes, Donk, Marcao ve Saracchi’li 4’lü sistemde bir maçta gol yememe ihtimali çok düşük. Konya deplasmanı için şimdi bir de Ahmet Çalık eklenecek oraya, ben şimdiden ecel terleri dökmeye başladım.








19 Ocak 2020: Galatasaray- Denizlispor Maç Öncesi Analiz...



Galatasaray 2019/20 sezonunun 2. Yarısındaki ilk maçında Türk Telekom Ali Sami Yen stadında Denizlispor’u ağırlayacak.

Ligdeki bir çok takım gibi Denizlispor'u da yakından takip ettim.
Denizlispor’un eksik yanları, maça çıkabileceği kadro ve maça dair analizlerimi yazmaya çalışacağım.

Denizlispor ligimizde tipik 4-2-3-1 oynayan takımlardan biri, geriye düştüklerinde ve ya gole ihtiyaçları olduğunda ise 4-4-2 dizilimine geçiş yapıyorlar.

Denizlispor’un : Stachowiak- Zeki Yavru, Sapunaru(Oğuz Yılmaz), Mustafa Yumlu, Thiago Lopez- Onazi, Murawski- Sacko, Aissati, Olcay Şahan(Recep Niyaz)- Rodallega 11'i ile sahada olmasını bekliyorum.
Modou Barrow kırmızı kart cezalısı ve Galatasaray maçında sahada olamayacak.  Sackey’in bir sakatlığı bulunuyor ve büyük ihtimalle Galatasaray karşısında forma giyemeyecek, asıl sol bekleri Berdich ise sakat ve o da Galatasaray karşısında sahada olamayacak.

Denizlispor’un kalecisi Stachowiak ile başlamak istiyorum; duran toplarda ve uzaktan şutlarda top sektirebilen bir kaleci. Korner veya diğer duran top organizasyonlarında kalecinin sektirebileceği noktalara hareketlenen oyuncularımız olursa kolay bir şekilde gole ulaşabiliriz. Uzaktan şut çektiğimiz durumlarda ise dönen topların takibini yapmalıyız. Aynı şekilde kaleci duran toplarda boşa çıkma potansiyeline de sahip, bu yüzden orta kesmekten vazgeçmemeliyiz.

Denizlispor’da stoperde Mustafa Yumlu, Sapunaru ya da Oğuz Yılmaz üçlüsünden ikisi forma şansı bulacak. Bu stoperler çalım yemeye müsait oyuncular, ayrıca araya top yemeye de son derece müsait oyuncular.
Denizlispor’un en büyük zaafı ceza sahasına yerden gönderilen toplardaki çaresiz kalışı, özellikle Saracchi’nin oynayacağını varsayarsak Falcao’yu topla buluşturduğumuzda gole rahatlıkla ulaşabiliriz. Antalyaspor maçında Mariano’nun asistinde Falcao’nun boş kaleye attığı golü Denizlispor’un da yeme olasılığı çok yüksek, Linnes oynarsa sağ kanattan bindirmeleri etkili olacaktır.

Denizlispor’un bek savunması çok zayıf. Sağ bekte Zeki Yavru sol bekte ise Thiago Lopez’i oynamak zorunda kalıyorlar. Normalde asıl sağ bekleri Thiago Lopez ama Berdich’in sakatlığı sonucunda alternatifsizlik yüzünden hem sağ beki hem de sol beki kaybetmiş durumdalar. Thiago Lopez kademelere giremiyor, geçmişte de gördük kırmızı karta çok yakın bir oyuncu ve asıl mevkisinde de oynamayacak. Takımımızın Tarık Çamdal’a yaptığı muamelenin bir benzerini bu hafta yapmasını bekliyorum. Solda Jesse süre alırsa, hele ki maçın sonlarına doğru dengesi kaybolan Denizli karşısında çok etkili olacağını düşünüyorum. Kanatlardan gelecek ortalarda savunma oyuncularının zamanlama hataları olabiliyor ve yan toplara vurdurabiliyorlar. Falcao yerine hedef santraforumuz olsa bu zaafı çok daha iyi kullanabilirdik ama Falcao’yu doğru yerde buluşturursak kafa golü atmaması için bir neden yok.

Denizlispor ön alanda baskıda dağılan bir takım, stoper ve orta saha oyuncuları şok pres karşısında çok basit hatalar yapabiliyorlar. Takım presini maçın her dakikasında disiplini şekilde yapmaya çalışmalıyız.
 Galatasaray'ın akan oyunda yapacağı ortalarda Falcao ile oyalanan defans oyuncuları ceza sahasına girecek ekstra oyunculara önlem almakta zorlanacaktır. Ceza sahasında ne kadar kalabalık olursak gol şansımız o derece yüksek olacaktır.

Korner savunmasında çok iyi olmayan bir Denizlispor var, umarım antrenmanlarda duran top çalışıyoruzdur. Çünkü bu ligin anahtarlarından biri de duran toptan gol bulmak. Çünkü rakip takımların bir çoğu duran top savunmasında ciddi zafiyet yaşıyorlar.

Denizlispor savunma ve orta saha oyuncuları merkez ve çaprazdan fazlasıyla şut imkanı verebilen bir takım. Falcao boştaysa ilk hedef Falcao’yu topla buluşturmak olmalı elbet ama özellikle Feghouli ve Emre Akbaba şut tehditi oluşturabilir.

Seri’nin uzun mesafeli ve kısa ara pasları da çok değerli olacak.
Perşembe günü kupa maçında neredeyse as kadroyla mücadele eden bir Denizlispor vardı, Galatasaray maçında yorgun olmaları muhtemel. Maç sonlarında muhakkak dirençleri düşecektir. Rakipte Rodallega varken tek farklı skor riskli olacaktır, maçı erken koparmamız gerekli.

Denizlispor orta sahasında muhtemelen Onazi forma giyecektir, Sackey’in sakatlığı bulunuyor. Onazi sakatlığından sonra her ne kadar Trabzonspor’da formasından uzak kalsa da Anadolu takımları için önemli bir oyuncu, Denizlispor’a elbet katkıda bulunacaktır.
Barrow’un oynamayacak olması Galatasaray adına çok büyük bir avantaj. Denizlispor’un en önemli hücum oyuncusu cezası sebebiyle forma giyemeyecek. Denizlispor’un geçmiş maçlarına baktığımızda Rodallega ile birlikte takımı sırtında taşıyan bir Barrow vardı. Ayrıca Barrow takımının duran toplarını da kullanıyordu, şuan duran topları Zeki Yavru kullanıyor. Bu bile başlı başına bir avantaj.

Duran toplarda Mustafa Yumlu’ya dikkat. Mustafa Yumlu’nun Galatasaray kompleksi olduğunu düşünürsek Falcao’ya karşı darbeli oynamak isteyecektir. Umarım takım arkadaşları Falcao’ya yardımcı olur.
Denizlispor’u gole ihtiyacı olduğu anlarda orta sahadan bir oyuncu çıkarılıp oyuna Estupinan alınıyor ve 4-4-2'ye dönüyorlar. Estupinan top tutup tehlikeli olabilecek bir oyuncu, oyuna dahil olursa stoperlerimizin ekstra dikkatli olması gerekecek.

Denizlispor’un önemli oyuncularından biri de Sacko. Her ne kadar bitiriş kısmında eksik bir oyuncu olsa da tehlike yaratabilir. Sacko son paslarda da pek başarılı değil, ama kaza kurşunu şut ile gol bulabilir. Her oyuncuya dikkat etmeliyiz.

Duran toplardaki bir diğer önemli oyuncuları Rodallega. Hali hazırda Denizli takımının en önemli oyuncusu da Rodallega. Mümkün olduğunca faul yapmadan Rodallega’dan topu almamız gerekli. Türk hakemlerinin abuk sabuk yerlerde oyunu durdurduğu unutulmamalı.

Sağ kanatta forma giyen Sacko ortalarıyla Rodallega’yı pozisyona sokmaya çalışıyor. Zeki Yavru da orta açmaya çalışıyor ama genelde isabetsiz ortalar açıyorlar.

Rodallega eksantrik goller atabilen bir oyuncu, geçmişte de oynadığı takımlarda yeterince sorun çıkardı bize. Takımızın Rodallega’yı iyi tanıdığını düşünüyorum.

Denizlispor kadro olarak kısıtlı bir yapıya sahip. Sol bekleri yok sakat ve alternatifi yok; orta sahadaki en istikrarlı oyuncuları Sackey sakat ve takımla düzgün idmana bile çıkmamış Onazi oynayacak belki de, Modou Barrow cezalı ki takımı sırtında taşıyan asıl oyuncuydu. As kadrodaki sağ beklerini sol beke çektikleri için sağ bekte de Zeki Yavru ile oynuyorlar ve bu da bir eksik sayılabilir. Tüm bunlara ek olarak Perşembe günü fazla rotasyon yapamadan Trabzon deplasmanında kupa maçına çıktılar ve o maçta bile maçın sonlarına doğru ciddi bir fiziksel düşüş yaşadılar.

Normal şartlar altında Galatasaray’ın rahat kazanmasını bekliyorum. Denizlispor maçın sonlarına doğru oyundan düşecektir. Umarım taraftar desteği takımla beraber olur. Galatasaray uzun süre sonra gündüz maçı oynayacak.

Galatasaray’ın 4-4-2 ile oynaması doğru tercih olacaktır.
Muslera- Linnes, Donk, Marcao, Saracchi- Seri, Lemina- Feghouli, Ömer Bayram- Taylan, Falcao. 11’i ile Galatasaray’ın sahada olacağını düşünüyorum. Bana kalırsa Jesse bile 11 başlatılabilir ama Fatih hocanın tercihi Ömer’den yana olabilir. Onyekuru hastalığını tam olarak atlatamadığı için oynayamayacak. Saracchi’nin forma giyeceğine kesin gözüyle bakıyorum. Diğer bir tercih ise Emre Akbaba ve Taylan arasında olacaktır.

Muhtemelen Galatasaray yapacağı önde baskı ile Denizlispor’a top kullandırtmayacak ve yüksek oranda topa sahip olacaktır. Topa sahip olduğunda 3-5-2’ye yakın bir diziliş ile sahada olan Galatasaray umarım topu hızlı çevirerek hücum organizasyonları sergileyecektir.

Şampiyonluk için Galatasaray'ın dikkat etmesi 2 husus var, bunları sağlayabildiğinde başarı kaçınılmaz olacak. Top rakipteyken topu kazanma süresi ve oyuncularımızın topu ayağından çıkarma süresi.

Galatasaray için kazaya yer yok, Beşiktaş ve Sivasspor birbiriyle oynayacak ve ikisinden biri muhakkak puan kaybedecek. Galatasaray itiraz ederken de beraber hareket etmeli, ilerde rakibe basarken de, hücum yaparken de.

Takım arkadaşları topu Falcao ile buluşturursa Falcao’nun gol atmama gibi bir ihtimali yok. Rodrigues- Gomis ikilisinin ezberleşen klasik orta golleri bu maç için çok uygun. 
Ömer Bayram müsait pozisyonlarda Falcao’yu göremeyecekse net şekilde Jesse oynamalı. 
Jesse’nin oyun tarzı Denizlispor beklerine çok ters gelecektir. Feghouli’nin de iyi bir performans göstereceğine inanıyorum, çünkü karşısında sol bek orjinli biri olmayacak. Muhakkak orayı zorlamalıyız, 3’lüye dönüp kanadı tamamen Linnes ve Saracchi'ye bırakmak da doğru değil. Gerekirse forvette mobil oynayan oyuncu boş alanlara hareket etmeli ve rakip takımın zaafını değerlendirmeli.

Allah yardımcımız olsun.





15 Ocak 2020 (Türkiye Kupası Son 16 ilk maç) Çaykur Rizespor- Galatasaray Maç sonu analizi...




Çaykur Rizespor ve Galatasaray, Ziraat Türkiye Kupası son 16 maçında Rize’de karşı karşıya geldi ve maç 1-1’lik eşitlikle sonuçlandı.

Galatasaray Rizespor maçına kağıt üzerinde 4-2-3-1 dizilimi ile çıktı. Okan- Şener, Donk, Marcao, Linnes- Lemina, Seri- Feghouli, Emre Akbaba, Ömer Bayram- Falcao.

Rizespor da 4-2-3-1 ile sahada yer aldı; Gökhan Akkan- Moroziuk, Talbi, Burak Albayrak, Melnjak- Oğuz Kaan Güçtekin, Vetrih- Boldrin, Harmash, Samudio- Oğulcan.




Çaykur Rizespor’un kadrosunu yorumlamak gerekirse Burak Albayrak ve Oğuz Kağan gibi Vedat Muriqi transferinde Fenerbahçe’den aldıkları gençleri kullandılar. İlk bakışta ligi kupadan daha çok önemseyen bir Rizespor olduğunu düşündüm. Umar Aminu sakatlık yüzünden riske edilmemiş, Abarhoun ve Diamonde gibi isimler ise dinlendirilmek istendi sanırım.

Galatasaray’ın kadrosuna bakarsak; Onyekuru, Saracchi ve Jesse’nin lisansları henüz çıkarılamadı. Ben son bir görev olarak Nagatomo’nun oynayabileceğini düşünmüştüm. Sağ  bek Şener sol bek Linnes oynadı, yani Mariano ve Nagatomo’nun kalemi kırılmış görünüyor. Fatih Terim futbol tanrılarının hikayelerini iyi bilen bir antrenör olduğu için Emre Akbaba’yı ayağının kırıldığı sahaya kaptan olarak çıkardı. Çok anlamlı ve ince bir düşünce. Emre Akbaba’yı sakatlığa kurban verdiğimiz sahada kazanmaya çalıştık.

Galatasaray toplu ve topsuz oyun olmak üzere 2 farklı diziliş kullandı. Top rakipteyken rakibi 4-4-2 şeklinde karşılayan bir Galatasaray vardı. Falcao ve Emre Akbaba stoperlerin pas açılarını kapatırken, Ömer ve Feghouli beklerin pas açısını kapattı. Orta sahadaki Seri ve Lemina ise rakip orta saha ikilisini marke etti. Top Rizespor’dayken neredeyse her oyuncuya markaj uygulandı, ki bence gayet de başarılı oldu. Rizespor neredeyse hiç oyun kuramadı. Top kaptırıp kontra yemek istemedikleri içinde mecburen topu uzun oynamak durumunda kaldılar. Oğulcan ve ileri hücum oyuncularının hava hakimiyeti olmadığı için uzun topları rahatlıkla toplayan Galatasaray topa hükmetmeyi başardı.  Galatasaray her ne kadar hücumda yaratıcılıktan uzak da olsa defansif olarak gayet iyi durdu.

Top Galatasaray’a geçtiğinde ise 3-5-2 ile hücum kurmaya çalışan bir Galatasaray vardı. Lemina, Donk ve Marcao’nun arasına girerek stoper gibi oyun kurdu. Buradaki temel amaç Şener ve Linnes’i hücumda daha efektif kullanmaktı, Fatih Teri orta sahadan 1 oyuncuyu stopere çekerek yerine kanatlarda 2 kişiyi hücuma gönderdi. Galatasaray'ın bu oyun anlayışını tercih etmesindeki bir diğer neden ise topa daha fazla hükmettiği için geride Lemina ile fazladan pas istasyonu kurarak topu daha güvenli şekilde 1. Bölgeden çıkarmaktı.

Böyle bir oyun anlayışını tercih ettiğiniz zaman orta saha sağ ve sol iç kısımda oynayacak oyunculardan da yaratıcılık beklemek zorundasınız. Feghouli ve Ömer’in Galatasaray’ın 3’lü oynadığından haberi yoktu sanırım. Feghouli zaman zaman Seri’ye oyun kurulumu için desteğe geldi ve kısmen hücumda Şener’in önünü açtı. Ömer ise merkeze gelmekten ziyade sol kanatta kalmaya devam etti. Ömer’in de mezzela gibi merkeze gelip kanat ve merkezden hücumu dengeli şekilde kurmasını beklerdim. Orta sahada durum böyle olunca partnerini stopere göndermek durumunda kalan Seri orta sahada çok yalnız kaldı, pas mesafesi doğal olarak artan Seri’nin top kayıplarının gelmesi de çok normal. Hücum ikilisinde ise Emre ve Falcao ile gol arayan Galatasaray vardı.

Çaykur Rizespor ise tek planla sahada kaldı, 4-2-3-1. Maç öncesinde de tahmin ettiğim gibi hücum planları Oğulcan üzerine kuruluydu ve yalnız kalan Oğulcan pek etkili olamadı.

Falcao her ne kadar ikili mücadelelerde ayakta kalamasa da Atletico günlerinden Simeone’den  öğrendiğini düşündüğüm presle alan kapatma işinde baya iyiydi. Tek forvetli sistemde ilerde pres yapmak gerçekten zor, çünkü tek forvet rakip defansın peşinde koşup durmakla hem enerjisini tüketir hem de oyun kurulumunu engelleyemez. Yanında Emre Akbaba hatta Ömer ve Fegouli ile önde alan kapatan Falcao rakibin oyun kurulumunu büyük oranda çökertti. Bunun anlamı şu oluyor, Galatasaray daha fazla topa sahip olacaktı.

Bu durum, güçlü bir oyun planı olmayan Çaykur Rizespor’un da tercih edeceği bir durum olabilir. Ama şu unutulmamalı ki bunu başardığınız zaman deplasmanda sinmeyen bir Galatasaray olacaktır.
Çaykur Rizespor’un golünde maçtan önce hücum gücüne dikkat etmemiz gerektiğini belirttiğim Melnjak’ın ortasında adamını takip etmeyen Linnes’in yedirdiği bir gole şahit olduk. Galatasaray aynı golü Altay hazırlık maçında da yemişti, o maçta rakibi kaçıran oyuncu Emre Taşdemir’di. Saracchi forma giyerse o da bu adam kaçırmaları yapacaktır. Galatasaray teknik heyetinin buna bir önlem alması gerekecek, çünkü rakipler Galatasaray beklerine çaprazdan uzun toplar şişirerek ciddi tehlikeler yaratıyorlar. Ankaragücü maçında da son dakikalarda Emre Taşdemir yüzünden aynı golü yemiştik. Bu durumu iki şekilde çözebiliriz, ya oyuncu profillerini değiştirip hava topunda etkin bir bek oyuncusu alacağız ki bu mümkün görünmüyor ya da top rakipteyken de 3’lü savunmaya dönüp rakibin oynayacağı uzun toplarda Marcao ve Donk’un eşleşmesini sağlayacağız.
Galatasaray’ın attığı golde ise yine maç önü yazısında belirtmiştim, Melnjak’ın savunma yönü iyi değil ve o kanattan kolay orta açtırabiliyor. Şener ve Feghouli’nin ikili oyunu sonrası Soso’nun ortasıyla golü bulan Emre Akbaba vardı. Rakip stoperlerin Falcao’ya odaklandığını düşünürsek ceza sahasına sokabileceğimiz ekstra her oyuncu ile gol tehlikesi yaratabiliriz.

Galatasaray 3’lü savunma ile hücum ettiği için rakip ceza sahasına yapacağı ortalar sırasında mutlaka beklerden birini rakip ceza sahasına sokmalı. Mesela Şener’in içeriye açacağı ortada ceza sahası içinde Falcao, Emre Akbaba, Ömer Bayram ve Linnes olmalı. Bu oyuncuların hava hakimiyeti pek iyi olmayabilir, o halde yerden paslarla bu oyuncuları topla buluşturmak etkili olabilir. Sol bekin getireceği toplarda ise Falcao, Emre Akbaba, Feghouli ve Şener’in ceza sahası için konuşlanması gerekir. Aksi halde stopere çektiğimiz Lemina’dan kaybettiğimiz hücum gücüne yazık olacak.

Arkadaşlar Falcao goller atacaktır, yavaş yavaş ritmini bulacak elbet. Ama takım arkadaşlarının da ona yardımcı olması gerekiyor. Herhangib bir Juve maçı izlerseniz takımın nasıl Higuain’e çalıştığını göreceksiniz.
Falcao gerçekten iyi yerlere hareket ederek kendini boşa çıkarmayı beceriyor ama o topu demarke durumdaki Falcao’ya atamıyoruz. Mesela Ömer Bayram’ın direkten dönen topu, Falcao müsaitti. Yine Emre Akbaba’nın bir şutu vardı ve şuttan önce Falcao içeriye devrilmişti ve demarke haldeydi, topu buluşturamadık. Yine Seri’nin orta sahada kaptığı topta Ömer Bayram ile kontraya çıktık, topu önce Feghouli’ye atan Ömer daha sonra boş durumdaki Falcao’yu göremedi ve dar açıdan kaleye şut denedi. Aklıma basitçe gelen 3 pozisyon bunlar, eminim daha da fazlası vardır. Ama şu 3 topta Falcao’yu buluşturabilsek gol atmama gibi bir ihtimal yok. Açtığımız ortaların kalitesiz oluşu da büyük bir hücum dezavantajı.
Onyekuru ve Jesse’nin takıma katılmasıyla Galatasaray daha farklı bir hücum planına evrilecektir elbet. Onyekuru ve Jesse’nin rakibin arkasına sarkacağı pozisyonlar rakibi daha tedirgin edecektir ve istemsizce geri çekileceklerdir.

Olabildiğince maç içinde kalmaya çalışıyorum ama hakemlerin rezil performansına da değinmeden geçemeyeceğim. Penaltı ve iptal edilen golden önce Rizespor lehine çalınan basit faullere dikkat çekmek istiyorum. Türk hakemlerinin en büyük sorunu bu bence, oyunu bilmiyorlar ya da sevmiyorlar. Bırakın ikili mücadeleler olsun, bale yapmıyoruz. Maalesef hakemlerimiz en ufak temaslarda bile faul çalıyor. Premier lig olamıyoruz diyoruz ya hani, net söylüyorum futbolcular kadar hakemlerin de bunda suçu var. Cüneyt Çakır mesela resmen iki yüzlü oyun yönetiyor, Avrupa farklı Türkiye farklı. Avrupa’da oyunu oynatmaya çalışıyor, derbilerde oyunun atmosferini düşürmek için oyunu sürekli durduruyor, oyun içerisinde oyunculara nasihat veriyor. Tribünler hakemi izlemeye gelmiyor oraya. Bence üstüne gidilmesi gereken en önemli konu bu. Tv’lerde vs kimse bu detayı konuşmuyor. Fatih Terim basın toplantılarında bu durumdan bahsetti.
Ligimizde oyunun durmasına öyle alışmış ki takımımız Avrupa’ya çıkınca sudan çıkmış balığa dönüyoruz. Emre Mor konusunda Levent Tüzemen çok doğru bir cümle kurdu, bozuk saat misali denk geldi sanırım, “Emre Mor’un kendine göre bir ful anlayışı var ve topu bırakıyor” hakemler Galatasaray lehine vermiyor işte o faulleri, Ozan Tufan olsan üzerinde Fb forması olsa verebilir o faulü, Ya da Gs rakibi olsan verebilir ama bize yok. Kaç defa yaşandı bu durum Emre Mor hala ders alamamış maalesef.

Galatasaray takımında rahatsız olduğum diğer durum ise takım halinde itiraz yapamıyoruz, Emre Akbaba’nın ayağına bastı rakip oyuncu, net penaltı. Adam kaç dakika yerde yattı, ayağına soğutucu falan sıkıyorlar. Hadi hakem görmek istemiyor da, be oyuncular hepiniz mi uyuyorsunuz. Gidin yapışın hakemin yakasına, Arda Turan sahada olsa o penaltıyı almıştık, ben bu kadarını söylüyorum. Oyuncu yerde kıvranıyor, ben hakem olsam merak eder gider bakarım, Var’da o pozisyona bakılmaması skandal zaten. Var hakemi Sarper Barış Saka o pozisyon esnasında Var’da çay kahve içtiği için pozisyonu göremedi sanırım. Galatasaray’ın golünü iptal etmek için gerekeni yaptılar ama.
Halis Özkahya’nın bir daha Galatasaray maçı yönetmemesi lazım. Böyle böyle kelle almalıyız ki hakemler bizim hakkımızı yemesin, gerekirse Gs maçına atayacak hakem bulamasınlar. Bıktık bu hakemlerden zaten, art niyet olmaması imkansız yani, kimse beni ikna edemez.
Maçın sonu her ne kadar keyif kaçırıcı da olsa, her ne kadar galibiyetimiz elimizden alınmış olsa da. İkili maçlarda deplasmandan 1-1 ile dönmek avantajlıdır, kendi stadımızda net bir oyunla turu atlamalıyız.

Galatasaray bu 3’lü oyun anlayışını sürdürecekse 2 stoper transferi şart. Akademiden Işık Kaan ve Emin’i hazırlamak da şart. Özellikle yerli olmasından dolayı Mert Çetin transferi çok önemli hale gelmiş durumda. Böylelikle Lemina’yı Seri’nin bölgesinde kullanabilme imkanımız da artar.
Ayrıca 3’lü ya da 4’lü farketmez Galatasaray’ın çift forvet oynarken yırtıcı ve istasyon olabilecek hedef  forvete ihtiyacı olduğu da net şekilde belli oluyor. Andone bu tarza uygun bir oyuncu, hatta Babel bile kısmen yapıyordu. Onyekuru ve ya Jesse orada değerlendirilir mi bilemiyorum. Onyekuru ve Jesse kanatlar için mi düşünülüyor teknik heyetin planlarını bilmediğim için görüş belirtmek doğru olmaz.

Mesela Laizo Immobile ile bu işi yapıyor; Inter Lukaku ile yapıyor ki Lukaku daha çok hedef santrafordur ve topu ilerde tutmayı becerir. Buna rağmen Conte Giroud’u da getiriyor Inter’e, hatta orta saha için Eriksen’i de istiyorlar. Vedat Muriqi’yi çok kötü kaçırdık maalesef, umarım Mert Hakan ve Emre Kılınç da bu hataya düşmeyiz. 

Son olarak Falcao'ya yeniden değinmek gerekirse; o topu final anlarında Falcao ile buluşturmamız elzemdir. Mevcut oyuncular bunu beceremiyorsa o topu Falcao'ya getirecek oyuncuların sahada olması gerekir. Maalesef bizim ülkede oyuna çok fazla skor odaklı ve güç odaklı bakılıyor. Falcao güç olarak en iyi dönemlerinde değil ve skor olarak da düşük görünürse bu durum oyuncuya, teknik heyete ve takıma kötü yansıyacaktır. Penaltılardan dahi olsa gol goldür ve forvetler gol attıkça iyi hissederler

15 Ocak 2020 Çaykur Rizespor- Galatasaray Türkiye Kupası Son 16 İlk Maçı Öncesi Değerlendirmeler...




Galatasaray, Türkiye Kupası son 16 maçında Çaykur Rizespor ile karşılaşacak.
Rizespor hakkında bir takım analiz yapmak istedim. Ligde Galatasaray’ın tüm rakipleri hakkında da maç öncesi ve maç sonrası olmak üzere analizlerime devam edeceğim.

Çaykur Rizespor, İsmail Kartal önderliğinde genel olarak 4-2-3-1 sistemini kullanıyor. Ligde ara sıra 3’lü savunma oynama girişiminde bulundular ama sonuçlar hezimet olunca risk almak istememiş olacaklar ki klasik 4-2-3-1’e dönüş yaptılar. Aslında bu bile Rizespor teknik heyetinin teknik, taktik anlamda üst seviyede olmadığına dair ipuçları veriyor.

Rize 11’inde kimler olabilir; Gökhan Akkan- Moroziuk(Orhan Ovacıklı), Abarhoun, Talbi (Chatsiizaisas), Melnjak- Attamah(Diomonde),Abdullah Durak(Harmash, Vetrih)- Boldrin(Samudio, de pauw), Vetrih(Boldrin, Sasse), Umar- Oğulcan(Scepovic, Skoda)

Oyuncuların yeri değişebilir ama top Galatasaraydayken dizilişleri 4-2-3-1 olacaktır. Rizespor oyuncuları arasında da o kadar kalite farkı yok, bu yüzden çıkacakları 11 tehlikeli olmayacaktır.

Devre arası transfer döneminde Skoda ve Harmash’ı kadrosuna katan bir Rizespor vardı Tecrübeli oyunculara yöneldiler, Skoda’dan targetman performansı bekleyeceklerdir, Scepovic bekleneni verememişti. Harmash’ı ise orta sahaya kadro derinliği katmak için aldıklarını düşünüyorum. Yeni oyuncularına lisans çıkarabilecekler m emin değilim, aynı durum Galatasaray için de geçerli.

Çaykur Rizespor’un zaaflarından bahsetmek istiyorum. Defans ve orta saha merkez kısımlarında sıklıkla rakibe dribling ve şut şansı veriyorlar. Bu bölgeleri Ömer Bayram, Feghouli, Taylan, Seri, Lemina ile kullanabiliriz, Lemina ve Ömer’in topla bu alana girmesi rakibe zorluk çıkaracaktır.
Rizespor savunma oyuncuları zaman zaman pozisyonlarını kaybederek rakiplerine ciddi pozisyonlar verebiliyorlar. Bek-stoper ya da stoperlerin arasına koşu gösterebilen oyuncumuz olursa rakibi merkezden ara pası ile de kolaylıkla delebiliriz. Taylan ve Falcao’nun göstereceği koşular çok değerli olacak.

Rizespor sakar bir defans hattına sahip. Türk Telekom Ali Sami Yen’deki maçta da bunu görmüştük. Talbi kendi kalesine gol atarak ve penaltı yaparak takımına havlu attırmıştı. Fenerbahçe maçı ve diğer bir çok maçta ceza sahası yakınlarında frikik pozisyonu verebiliyorlar.

Kaleye direkt vuruş yapılabilecek frikikleri Ömer Bayram kullanmazsa memnun olurum. Falcao, Seri ve Feghouli daha etkili kullanabilir.
Rize savunması akan oyunda zamanlama hatası yaparak hava topu zaafiyeti yaşayabiliyor. Ayrıca altıpasa yerden kesilen toplarda da iyi değiller. Nagatomo’dan orta beklentim yok, Feghouli ile havadan; Ömer Bayram ile de yerden altıpasa atılacak paslar ile Falcao’yu buluşturabilirsek. Falcao rahatlıkla golü bulacaktır.

Melnjak hücum beki profili çiziyor, savunma konusunda pek agresif değil. Galatasaray sağ kanattan fazlasıyla orta açma şansı bulacaktır. Galatasaray sol kanadında Ömer Bayram değil de ceza sahasında konuşlanıp gol arayabilecek bir oyuncu olsa gol bulma imkanımız fazlasıyla artacaktır.

Ömer Bayram’ın sol kanattan penaltı noktasına göndereceği toplarda tersten gelebilecek Feghouli etkili olabilir.

Korner atışlarında altıpasa kesilen ortalarda Rizespor’a gol atabiliriz. Gökhan Akkan çizgi kalecisi gibi geldi bana.

Uzun mesafeli paslarda Avarhoum ve Talbi top sektirebilme potansiyeline sahip. Falcao yerine yıpratıcı bir striker’a sahip olsaydık rahatlıkla oradan rakibi delebilirdik.

Rizespor zaman zaman Umar Aminu ile kontraya çıkmaya çalışan bir takım. Olası top kaybında rakip yarı sahada Yugoslav faulü ile atak tehlikeli olmadan ve kart yemeden rakip kontralarını kesebiliriz.

Oğulcan ve ya Umar’ın önüne uzun toplarla hücum deneyebilirler. Özellikle pres yapan oyuncumuzun yani Taylan’ın Avarhoum’un pas kanallarını kapatacak şekilde pres yapması gerekli. Bizim savunmamız da 50 metreden ara pas yiyebilen bir savunma, pas kanalını ilerde basıp kapatmalıyız. Rizespor ilerde çoğalma konusunda sıkıntı yaşayan bir ekip, yeni transfer Skoda oynarsa belki istasyon olabilir ama Oğulcan ile bunu yapmaları pek mümkün değil. Oğulcan’ın şut açısını kapatarak onu etkisiz hale getirebiliriz. Oğulcan’a gereksiz faul yapmamamız gerektiğini düşünüyorum. Umar'a yapabiliriz çünkü driblingle etkili olabilir ama Oğulcan’ı kendi halinde de bıraksak etkili olması çok zor. Boş yere duran top vermememiz iyi olacaktır.

Boldrin ceza sahasına merkezden koşu atabilir, stoperlerden biri rakibin 10 numarasını ceza sahasına girmeyecek şekilde marke etmeli. Şuan için Rize’de şut tehdidi oluşturabilecek bir oyuncu bulunmuyor, bu yüzden ceza sahamıza yaklaşmalarını engelleyerek rakip atakları bertaraf edebiliriz.

Melnjak hücuma katıldığında Feghouli’nin Linnes’e yardım etmesi gerekli. Melnjak bireysel hücum yeteneğiyle bile fark yaratabilir. Mümkün olduğunca Linnes’i orda yalnız bırakmamak lazım.

Umar Aminu kanattan içeri katedip etkili olabilir, Linnes ve stoperler iletişim halinde olmalı. Rakibin en önemli pas bağlantıları Umar- Oğulcan ikilisi ve Umar-Vetrih-Oğulcan üçgeni. 2-3 oyuncuyla bireysel olarak hücum yapıyorlar, savunmada doğru yerleşirsek büyük sorunlar çıkmayacaktır.

Oğulcan zaman zaman kanatlara açılıp onun boşluğuna hareketlenen Umar’ı pozisyona sokmaya çalışabilir. Marcao ya da Donk Oğulcan ile kanatlara kayarsa Linnes ve diğer stoperimiz Umar’ı kontrol altında tutmalı.
Rizespor gol yediğinde kontraya açık bir hale bürünüyorlar, maça geride bekleyerek başlayacaklardır.

Rakip kanat ve bek oyuncuları akan oyunda altıpasa orta kesiyorlar, Muslera ve stoperler konsantre ve iletişim halinde olmalılar.
Rizespor rakip takıma fazlasıyla duran top imkanı veriyor. Duran toplara çalıştıysak fark yaratabiliriz.

Rize’nin duran toplarda en etkili ismi ise Avarhoum, zaman zaman arka direğe kesilen ortayı içeriye çevirerek gol pozisyonu yaratabiliyorlar. Fenerbahçe maçında benzer gol atmışlardı ve Göztepe maçında benzer bir gol yemiştik. Duran top konusunda özellikle bu organizasyona dikkat etmeliyiz, açılan ortaya direkt şekilde darbeli vurabilecek oyuncuları yok.

Peki Galatasaray hangi 11 ile sahada olacaktır. Bazı mevkilerde sayısal olarak oyuncu eksikliğimiz olduğu için 3’lü defans gibi önerilerde bulunamayacağım. Zaten 3’ye en uygun oyuncumuz Saracchi’nin de lisansının çıkıp çıkmadığı belli değil. Mecburiyetten dolayı biz de 4-4-2'ye çalan 4-2-3-1 ile sahada olacağız.

Muslera- Linnes, Donk, Marcao, Nagatomo- Lemina, Seri- Feghouli, Ömer Bayram- Taylan , Falcao ilk 11’ini bekliyorum.

Özellikle Taylan’ın Avarhoum’un pas kanallarını kapatmasını bekliyorum. Topu Rize’ye bırakıp pres yapan bir Galatasaray da görebiliriz. Ayrıca orta sahayı rakibe vermemek adına forvet hattımız ve defans bloğumuz yakınlaşarak, kanatlardaki Ömer ve Feghouli’nin de orta saha katkısıyla orta alanda rakibe karşı eksik yakalanmayız. 

Taylan yerine Emre Akbaba'da forma giyebilir ama geçen sene bu stadda ayağı kırılan bir oyuncuyu aylar sonra aynı stadda başlatmak psikolojik açıdan pek uygun gelmiyor bana.



Hazırlık Maçı : 11.01.2020 Galatasaray - Adana Demirspor karşılaşması.


Galatasaray İstanbul'da sezon ortası hazırlık çalışmalarına başladıktan sonra, ikinci etap olarak Antalya'da kampa girdi ve burada 2 gün üst üste 2 hazırlık maçı oynadı. Rakipler göreceli olarak düşük seviyeliydi.

Hazırlık döneminde 2 maçta takımı 2'ye bölen Fatih Terim hoca oyunculara 45'er dakikalık süreler verdi. Oyuncuların daha uzun süre oynaması sakatlık sorununu beraberinde getirebilirdi. Hazırlık kampında takımın kapılar arkasında neye yönelik çalıştığını bilmediğimiz için keskin yorumlarda bulunmak doğru değil. Bu yüzden daha çok bireysel performanslar üzerinden gideceğim.

İlk yarı  11'i : Okan, Linnes, Ahmet, Marcao, Nagatomo- Belhanda, Seri- Feghouli, Ömer- Emre Akbaba, Falcao. Topa sahipken 4-2-3-1 top rakipteyken ise 4-4-2'ye benzer bir diziliş ile sahadaydık.

Okan: Pek fazla iş düşmedi, tabiki bizden kaynaklı bir durum değil rakip bir çok önemli fırsat yakaladı ama kaleyi bulabilecek beceriyi gösteremediler.

Linnes: 6 aylık aranın ardından kötü döndüğünü söyleyemeyiz, Mariano'nun iyi zamanlarındaki oyun kurma becerisini özleyeceğiz. Fizik olarak da diri göründü. 

Ahmet Çalık: Maalesef teknik açıdan kendini geliştiremedi, dan dun ileri top vurmaktan başka bir şey yaptığını göremedim. Karar verme konusunda ciddi sıkıntıları var, topu oyuna çok yavaş sokuyor, yanındaki adama bile pas atarken ağır çekimde göstere göstere oynuyor. Pozisyon alma ve savunma olarak da iyi olduğu söylenemez, akademideki genç çocuklara yazık cidden. Asla büyük takım oyuncusu değil, kapanan anadolu takımlarında oynayabilir.

Marcao: Zaman zaman oyun kurma konusunda ileriye doğru oynarken hatalı oyun kurdu, tabiki ilerde oynayan oyuncularla da alakalı bir durum bu. Çok fazla güven verdiği söylenemez. Geçen sezon devre arasından sonra üzerine koyarak devam etmişti, benzer bir senaryo bekliyorum.

Nagatomo : Bu kadar çok yabancı oyuncumuz varken neden hala denendiğini anlayamadığım oyuncu, Fatih hoca belki zorlu maçlar için Nagatomo'nun defansif özelliklerinden yararlanabilir miyim diye düşünüyordur ama takımın çok temel eksiklikleri varken Nagatomo'nun takımda kalması mucize olur. Ptt takımına karşı bile hücum yapamıyor.

Belhanda: Seri ile orta saha ikilisi olarak forma giydi ve takımda büyük defansif zaafiyeti oluşturdular. Özellikle deplasmanlarda böyle yumuşak bir orta saha tercihi intihar olur. Ofansif olarak da pek fark yaratamadığını söyleyebiliriz. Tamamen arada kalan bir oyuncu konumunda, ne 10 numara oynayabiliyor, ne 8 oynayabiliyor, ne çift 6'lı da oynayabiliyor. Maç içerisinde zaman zaman sağ kanata geçti ve bence orada da pek başarılı değildi. Yanında Donk veya Lemina ile orta sahada görmek de gerekebilir. Ama Selçuk ve Seri ile olmayacağına yemin edebilirim.

Seri : Konsantrasyon problemleri hala devam ediyor, her maç mutlaka ölümcül pas hataları yapıyor. Derinde oynadığı zaman pek verimli olabileceğini düşünmüyorum, defansif olarak da pek sağlam duramıyor. Lemina ile ikili oynarken 3. bölgeye bağlantı elemanı olarak daha iyi görüntü çizmişti. Keşke Jesse ve Onyekuru sahada olduğunda Seri'yi izleyebilsek, takım statik olduğunda en önemli meziyetlerini sergileyemiyor. Hazırlık maçı bile olsa daha iyi odaklanmasını beklerdim. Zaman zaman ilerde prese katıldı.

Feghouli: Geçen seneki gollerinden birini atmış olsa da iyi sinyaller verdiği söylenemez, yaklaşıl 15-20 dakika prese katıldı daha sonra defansif olarak saldı maçı yine. Ligin 2. yarısında en önemli kozlarımızdan biri olmasını bekleyeceğiz. Haftada 1 maç ile fiziksel olarak da toparlayacaktır ve kalitesini ortaya koyacaktır.

Ömer Bayram : Yaratıcılık olarak beklediğim seviyede olmasa da yine asistini yaptı, takım savunmasına yardımcı oluyor. İç saha maçlarında etkili olabilir. Takımda kendini üst seviyeye çıkaran nadir oyunculardan biri.

Emre Akbaba : Altay maçında biraz daha iyi görünmüştü, ofansif görevde olsa da ondan pres yapması isteniyor. Falcao ile uyum yakalayacaktır, geniş alanda daha etkili olabiliyor. Oynadıkça açılacağını düşünüyorum. Bizde neredeyse şut denemiyor.

Falcao: Maça etkili başlasa da ilk yarının sonlarına doğru fena şekilde top ezdi, fizik olarak hazır olmadığı için teknik meziyetlerini de gösteremiyor. Seri gibi maçı ciddiye almamış da olabilir.


İkinci yarı ise; Berk- Şener, Emin Bayram, Donk, Saracchi- Lemina, Selçuk- Jesse, Jimmy- Taylan, Adem 11 ile sahadaydık.

Berk : 1 tane çok kritik pas hatası yaptı ve neredeyse gol yediriyordu, oyun kurulumunda dikkatli olmalı.

Şener : Rezalet bir performans sergiledi, neredeyse tek olumlu hareketi yoktu, top kontrolleri başarısızdı, oyun kuramadı, defansif olarak kötüydü, bindirme yapamadı. Ben bu maç genelinde Şener'i hiç beğenmedim, maç içinde yine adelesini tutar gibi oldu. Performansı yerlerdeydi maalesef.

Emin: Maç tecrübesi kazandıkça daha iyiye gidecektir, ceza sahası içinde yediği kolay bir çalım vardı, bir de kaleciye geri pas atarken topu kalenin içine doğru gönderiyor. Kalecinin topu ıskalayacağını göz önünde bulundurarak geri paslarda topu kalenin dışına doğru göndermeli. Teknik olarak iyi.

Donk : Rakip takım çok etkili olmadığı için iyi görüntü verdi, ben her türlü şartta Donk'u orta sahada görmek istiyorum. Donk'un stoper oynadığı zorlu maçları gol yemeden zor tamamlarız.

Saracchi : Top ayağına yakışıyor, net değerlendirme yapabilmek için; tam takımla daha ciddi rakiplere karşı görmek gerekir. Galatasaray'ın şuan ki kadrosuna Robertson bile gelse fark yaratamaz.

Selçuk : Neden hala oynuyor anlayabilmiş değilim, yine ayakta kalamıyor. Fazla söze gerek yok.

Lemina: İleriye daha çok destek vermeye çalıştı, sorun Lemina'da değil onun yanındakilerde.

Jesse: Kendini pek gösteremedi, ama sprint yeteneği olduğunu belli etti. Ceza sahasında da net bir gol fırsatı yarattı, takıma uyum sağlaması gerekli. Takımın da Jesse'ye pas atması...

Jimmy: Çok etkili bir performansı yoktu, durağan bir tarzı var. 

Taylan: Taylan da pek kendini gösteremedi, 11'e girememesinin nedenlerinden biri antrenmanlardaki bu performanslar olabilir.

Adem: Falcao'nun 20 kat aşağısında maaşı var, prese neredeyse katılmadı. Geriye gelip pas alış verilerine girdi.

Emre Mor: Hala çok güçsüz, en önemli meziyeti çalım atmak ama çalım atamıyor. Öyle bir performans.

Galatasaray, Adana Demirspor'a topu fazla bıraktı. Tamam geçiş oyunu oynayacağız da topu da bu kadar unutmamalıyız, belki topla fazla çalışmadığımız için böyle göründü. Belki oyuncular yüklemelerden dolayı yorgundu. Galatasaray genel olarak pek tat vermedi, zaten oynayan oyuncular neredeyse ilk yarı ile aynı.
Galatasaray adına işlerin pek yolunda gittiğini düşünmüyorum. Bir şekilde eldeki oyuncuların performanslarını yükseltmemiz gerekiyor. 








Lazio 3-5-2 si: Seri A kazanan diziliş...



Lazio’nun Serie A’da 10 maç üst üste kazandığı 3-5-2 taktiğine değinmek istiyorum. Onyekuru'nun hastalığı bizi farklı arayışlara yönlendirebilir. 

Kalecileri Strakosha, onlar adına üzülmeyelim Muslera'dan sonra iyi bir kaleci bulmuşlar.

3’lü stoper hattı için kadrolarında 8 tane stoper var, rotasyonda 5 stoper kullanıyorlar. Denis Vavro yaklaşık 1 aydır sakat, sakat olmasa da rotasyonda kullanılıyor zaten. 2 tane de altyapıdan stoperleri var, onlara da fazla süre veremiyorlar. Defans hattındaki asıl 3’lüde solda Radu, ortada Acerbi, sağda ise Luiz Felipe düzenli olarak forma şansı buluyor. Radu ve Luiz Felipe yerine zaman zaman Patric ve Bastos da forma giyebiliyor. 
Zamanında Acerbi’yi Tudor da çok istemişti, neredeyse de alıyorduk ama olmayınca Maicon’a yönelmiştik. Şuan gelinen noktada keşke Acerbi olsaydı diyoruz.

5’li orta sahanın sağ kanadında Lazzari forma şansı buluyor, alternatifi Marusic. Solda ise Lucic oynuyor ve tabiki Jordan Lukaku da 5’linin solunun alternatifi konumunda.

Lazio’nun orta saha diziliminde ise iki yönlü Milinkovic-Savic, daha çok defansif yönde Lucas Leiva, ofansif yönde ise Luiz Alberto oynuyor. Lucas Leiva’nın alternatifi ise Cataldi. Neredeyse bu 4 oyuncuyla 3 kişilik mevkiyi doldurmuşlar, dar bir rotasyon kullanıyorlar Avrupa'dan elenip sadece lige odaklanmış durumdalar. Milinkovic-Savic 2 kişilik oynuyor da diyebiliriz. Zamanında Lucas Leiva bonservissizdi ve adı takımımızla anılıyordu. İnsan yine bir keşke diyor.

3-5-2’nin ileri ikilisinde ise İmmobile banko ve yanında mobil olarak Correa ve alternatifi Caicedo forma şansı buluyor.

Galatasaray’ın da ligde 10 maçlık seriye ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için bu dizilimi, bu oyun mentalitesini takımımız uygulayabilir mi biraz düşünmek istedim.

Öncelikle Galatasaray’ın stoperde 4 oyuncusu var; Donk, Marcao, Ahmet ve Emin. Bariz şekilde belli ki sayısal olarak eksiğiz bu mevkide. Luyindama varken bile sayısal olarak eksiktik. Nicelik ve nitelik olarak da eksiğiz. Mevcut stoperler 4’lü savunma için bile yetersizken 3’lü stoper biraz hayalcilik gibi oluyor. Ama Galatasaray’ın transferde hem Murillo’yu hem de Mert Çetin’i zorluyor oluşu aklıma acaba Fatih Hoca’nın da aklında 3’lü savunma var diye düşündürmüyor değil. Ayrıca 3’lü oynayacaksak her halükarda altyapıdan Emin’in yanında Işık Kaan’ı da hazırlamamız gerekli, altyapıdan muadil oyuncu varsa ona da razıyım. Ama altyapı benim zaafım, kim gelirse gelsin ben altyapıyı tutuyorum.

5’li orta sahanın sağı için Linnes uygun olacaktır, çünkü defansif zaafları olabilen bir oyuncu, dinamizmi de o kanat için yeterli olabilir. Linnes’ten daha fazla hücum katkısı alabilmek için bu sistem avantajlı görünüyor. Alternatifi yok maalesef, Şener ile falan olacak işler değil bence. Mariano’da mecburen yolcu.

5’li orta sahanın solu için Saracchi uygundur, kendini hücumda daha rahat hissedecektir. River Plate’de de bu role alışık zaten. Saracchi’nin olmadığı maçlarda Linnes ve Ömer Bayram da bu işi becerebilir, hatta Emre Taşdemir bile bu sistemde fayda sağlamıştı.

Gelelim asıl meseleye yani orta saha 3’lüsüne. Milinkovic-Savic rolünün şahsen Donk’ta denenebileceğini düşünüyorum. Teknik ekibin de asla böyle düşünmediğini biliyorum. Donk bir M.Savic de değil bunu da çok iyi biliyorum ama orta sahada serliği artırmak, hava toplarında etkin bir takım kurmak ve özellikle deplasmanlarda sinmemek için deneyebiliriz. Hatta bu vesile ile Donk’u stoper oynatmayarak bir taşta ikinci kuşu da hedefleyebiliriz. M.Savic hem skor hem asist katkısı veriyor, Donk ile benzer yanları fizikleri belki. Teorik olarak Lemina’yı da bu görev için eşleyebiliriz ama ben Lemina’yı daha çok Leiva rolü için derinde düşünüyorum. Lemina’nın Leiva’dan daha komple bir oyuncu olduğu da açık zaten. Lazio’da skor ve asist yükünü paylaşan en önemli oyunculardan biri de Luiz Alberto; 3 gol 12 asist ile oynuyor. Bizim 10 numaralara göre çılgın atıyor diyebiliriz. Feghouli’yi bu role daha uygun görüyorum, alternatifi olarak Belhanda ve Seri olabilir ki kim olursa olsun bu katkıyı alabileceğimizi düşünmüyorum. Milinkovic-savic de 3 gol 5 asistle oynuyor. Leiva’nın gol veya asist katkısı yok ama. Yani total olarak bakarsak orta sahadaki 3’lü blok toplamda 6 gol 17 asistlik katkıda bulunmuş. Tabiki bunlar 19. Hafta itibariyle ulaşılan rakamlar, yani sezonun yarısı henüz.

İleri ikilide ise İmmobile ve Correa oynuyor genelde. Correa daha mobil gibi, İmmobile de çok hareketli. İmmobile 18 maçta 20 gol 5 asiste ulaştı. Correa ise 6 gol 3 asist ile oynuyor. Andone’nin oyun tarzı İmmobile’ye biraz daha uyuyor. Maalesef Falcao’nun durumu pek iç açıcı durmuyor. Emre Akbaba ya da Taylan’dan Correa katkısı bekleyebiliriz. Lazio rakip ceza alanında çok rahat çoğalabilidiği için çok rahat penaltı kazanıyorlar ve buldukları gollerin önemli bir kısmı da penaltıdan. Caicedo ise alternatif olarak forma giyiyor. Caicedo 13 maçta 4 gol 3 asistlik performans sergilemiş. Yani hücumdaki ikili toplamda ilk yarı boyunca, 30 gol 11 asistlik performans sergilemiş.

3-5-2’yi zaman zaman ilk yarıda da denedi Fatih Terim, ama Luyindama’nın sakatlığından sonra randıman alamadık. Lazio’nun hatta Atalanta ve İnter’in de benzer taktiklerle oynadığını düşünürsek. İtalya’da iş yapan taktik bizim ligimizi de süpürebilir.