4-4-2 taktik formasyonu



Taktik serisinin ilk yazısına klasik 4-4-2 ile başlamak istiyorum.
Öncelikle 10 bin saat kuralı nedir onu açıklayalım. Malcolm Gladwell'in ilk olarak 2008 yılında basılan “Outliers” adlı kitabında başarıyı getirdiğini öne sürdüğü iki etkenden biridir. Temel olarak kural, bir konuda uzmanlaşmak için en az 10.000 saat üzerinde çalışılması gerektiğini söyler.

Tabi ki herkes 10 bin saat çalışma sonucunda kendi potansiyelinin en yüksek seviyesine ulaşabilir, örnek veriyorum Messi ve ben 10 bin saat futbol üzerinde çalışsak ikimiz de kendi potansiyellerimizin en üst seviyesine çıkacağız, haliyle Messi’nin potansiyeli daha yüksek olduğu için Messi’den geride olacağım.

Günümüzün en büyük taktisyenlerinden Guardiola, taktik formasyonlar hakkındaki görüşlerini belirtirken 4-4-2 dizilişinde mükemmelleşmenin diğer taktiklere nazaran daha pratik ve kolay olduğunu vurgulamıştı.
Eğer bir grup insana bir sistem benimsetmek isteniyorsa, amaca ulaşabilmek için ısrarla aynı düzen üzerine çalışmak gerekiyor. Bu yüzden oyuncu sirkülasyonları oluşturulabilecek sistemleri baltalayabilir. Hatta şunu söylemekte fayda var, ekipten ayrılan her bir kişi sistem hafızasından silinen bir yaprak gibidir, yani o oyuncu ile yapılan tüm antremanlar boşa gitmiş gibidir. Bu yüzden bir planlama yaparken kısa vadeli, orta vadeli ve uzun vadeli olarak düşünmek durumundayız.

Alex Ferguson’un yıllarca 4-4-2 türevleri sistemle premier ligi domine ettiğini biliyoruz, Galatasaray doğru bir yapılanma ile 4-4-2’yi kullanarak Avrupa’nın zirvesine çıkmıştı. Simeone’nin Atletico Madrid ile yaptıkları ortada.

Hani yıllarca Atletico Madrid’in forvet oyuncusu çıkarmakta ve kullanmada fenomen olduğunu görüyoruz ya, bazıları bunu tesadüf olarak düşünebilir ama asla tesadüf değil, Simeone kendi mentalitesini yıllarca takıma aşıladığı için her transfer döneminde kendi yapılarına uygun oyuncuları bünyelerine katıyorlar, haliyle hazır sistemi olan takıma eklenen forvet oyuncusu ise leblebi gibi gol atıyor. Böylece gerek sportif başarı gerekse maddi başarı olarak çok olumlu geri dönüş alabiliyorlar.
Peki biz ne yapıyoruz ?

Tamamen menajer yönlendirmeleri ile, “Aaaa bu oyuncu iyiymiş, kaçırmayalım”, “rakibim bu oyuncuyu istiyor, sistemime uymuyor ama rakibin güçlenmesini engellemek için bu oyuncuyu almalıyım” gibi düşüncelere kapılabiliyoruz. Arkadaşlar yanlış hayat doğru yaşanmaz…
Bizim kültürümüzde sabır kavramı literatürden çıkarılmış sanırım, sanki insanların ellerinde sihirli değnek varmış gibi sihirli dokunuşlar bekliyoruz, ilk önce her bireyin kendine çeki düzen vermesi gerekir. Sadece futbol değil, sadece spor da değil, hayatın her alanında uygulamamız gereken şey bu.

Camialar doğru kişiyi yakaladığında o kişiye sabır gösterip, istikrarlı şekilde çalışmaya devam ederek beraber yükselmeyi öğrenmeli.
Galatasaray bazında bu durumu değerlendirecek olursak, Fatih Terim bu camia için olabilecek en uygun kişi, Fatih Terim bir gün ayrıldığında onun yerini doldurabilecek biri yok şuan. Ülkede belli bir kısım ise Fatih Terim’in başarılarını bile kabullenemiyorlar, onlara önerim böyle devam etsinler kaybetmeye de devam edecekler.
Fatih Terim’in çıkıp tüm Galatasaray camiasına kulübün mevcut durumunu anlatmasını; kısa, orta ve uzun vadedeki planlarını anlatmasını isterim. Finansal fair play yüzünden her sene sıfırdan yeni kadrolar kurmak zorunda kalıyoruz, her sene yeni baştan takım kurup Galatasaray kadar başarılı olan başka bir takım da yoktur yani dünya üzerinde.

Futbolda dizilişler önemsizdir demek bana pek doğru gelmiyor, çünkü rakipleri belirli bir geometri çerçevesinde etkisiz hale getirebilmek mümkün. Futbolun içerisinde o kadar fazla değişken var ki, anlık pozisyon hataları bile tüm planları hatta yapılan haftalarca çalışmaları çöpe atabiliyor. Bu yüzden tüm olasılıkları en aza indirgemek için diziliş konusunda da bilimin peşinden gitmeliyiz.

4-4-2 formasyonunda 4’lü defans kurgusu en önemli unsurlardan biridir; şahsen ben kadro mühendisliği yapacak olsam sezon içerisinde çıkabilecek aksiliklere ve 3’lü stoper planını da yedekte tutarak kadroma 5 tane stoper oynayabilen oyuncu isterim. Tabiki bu 5 oyuncunun da aynı özellikte ve aynı kalitede olmasına gerek yok, mesela 5. Stoperi altyapıdan parlayan bir oyuncu için ayırabiliriz. Stoper özellikleri olarak fizik kalite ilk sırada geliyor, mesela 1.85 altındaki stoper oyuncularına pek sıcak bakmıyorum, stoperin hava toplarında etkili olması lazım, mental olarak da az hata yapan ve soğukkanlı kişiler seçmek çok önemli. Duran toplar günümüz futbolunun en önemli olgularından biri, bu yüzden stoperlerden gol katkısı almak da olmazsa olmazlar arasında.

Bek oyuncuları için 2’şer alternatif olması gerektiğini düşünüyorum hatta her türlü ihtimale karşın kadroda sağ ve sol beki yedekleyecek 3.  Bir oyuncunun da bulunmasında fayda var. Bek oyuncularında önemli detaylar şunlar, öncelikle sağ bekte sağ ayaklı sol bekte sol ayaklı oyuncu bulunmalı, bek oyuncuları muhakkak hızlı olmalılar, top kapma özellikleri çok önemli, bek oyuncuları sürekli aynı koridorda gidip gelecekleri için dayanıklılıkları çok büyük önem arz ediyor. Yeri geldiği zaman bek oyuncuları pozisyonu sonlandıran oyuncular olduğu için bu oyuncuların isabetli orta açabiliyor olması çok değerli. Çünkü bek oyuncularının yapacağı isabetsiz ortalar rakip takımı kontra atağa çıkarabileceği gibi tüm takımın geri koşmasına neden olacak ve bu da enerji kaybında yol açacak. Bazen enerji, futbolda her şeydir. Tekniğinizin yetmediği durumda gücünüzle rakibi kırabilirsiniz.
 Defans kurgumuzu bu şekilde tanımladıktan sonra orta sahaya geçebiliriz, 4-4-2 dizilişimizde orta saha merkezde 2 oyuncu görev alıyor. Bu bölge için verimli şekilde oynayabilecek 4 tane oyuncuya ihtiyacımız var, bu oyunculara ek olarak altyapıdan çocukları alternatif olarak yazabiliriz. Mevki tanımlamalarına gelecek olursak, bu bölgedeki oyunculardan birinin muhakkak iki yönlü orta saha olması gerekiyor, diğeri ise ball winning tarzı savaşçı orta saha, birbirlerini yedekleyecek şekilde bu profilde oyuncu bulabilmek çok önemli. Çünkü 4-4-2 sisteminin kalbi bu mevkide oynayan oyunculardır. Burdaki oyuncuların verimsizliği topu rakibe vermenize ve sonunda ise çok büyük hüsranlara neden olabileceği unutulmamalı. İki yönlü ve savaşçı orta saha oyuncularının fizik kalitelerinin çok üst düzey olması lazım, komple paket oyuncu haklarımız varsa bu mevkide kullanmamız en doğrusu olacaktır. İki yönlü yani box to box olarak nitelendirilen oyuncunun skora da katkı vermesini ve teknik özellik bakımından da yeterli olmasını talep etmeliyiz.

4-4-2’de kanat oyuncularına geçersek, benim tercihim bir kanatta yer uçağı tarzında oyuncu olurken diğer kanatta ise set oyununa uygun bir oyuncu kullanmak olur. Günümüzde bazı takımlar ekonomik olarak o kadar üst seviyede ki, hem pozisyon hem de geçiş oyununu en üst seviyede oynayabilecek oyuncuları alıyorlar, işin kötü yanı bu takımlar geniş kadrolarında da en iyi oyuncuları bulunduruyor. Tabi ki kanat oyuncuları için de 2’şer oyuncu yazmalıyız.

4-4-2 dizilişinde forvet mevkisindeki oyunculardan orta saha özellikli gibi davranmasını bekleyebiliriz, eğer forvet oyuncuları defanstan bağımsız olarak sahada yayılırsa takımımız büyük savunma zafiyetleri gösterebilir.
Forvette de minimum 4 oyuncu bulundurmamız gerekir, alternatif olarak ise birkaç tane altyapı oyuncusu zaman zaman araya serpiştirilebilir.
Ve forvet oyuncularından birinin pivot tarzı olması takıma hücum açısından çok yönlülük katacaktır, bazen bir pivot oyuncusu çok iyi pres takımlarını aşmakta da yardımcı olabilir. Kanat oyuncularının ortalarına kafa vurabilmesi de önemli, takım arkadaşlarını rahatlatması da. Diğer forvetin ise daha çok yaratıcı ve bitirici tarzda olması sistemi daha işlevsel hale getirebilir.



Oyuncu profilleri diziliş açısından en önemli etkiye sahip etmenlerden biridir, bu yüzden yanlış tipte oyuncuları toplayıp bu sistemde ısrar etmek boşa zaman kaybı ve başarısızlıklar getirecektir.

Takımın mentalitesi de çok önemli tabiki, top rakipteyken oyuncuların sanki el ele bağlıymış gibi kompakt hareket etmesi gerekir, forvet ikilisi orta sahaya yardıma gelerek rakibi altıgen şeklinde karşılayabilmek de çok önemli, böylelikle rakibe sayısal olarak üstünlük sağlayabiliriz. Oyuncuların yaş ortalamaları da önem arz ediyor, temposuz ve yaşlı oyuncularla sahada kavga edemeyiz. Rakibe baskı kurmamız gerektiğinde stoperleri orta sahaya çıkarıp oyunu daraltarak atak sürekliliğini sağlamak ve rakibi hataya zorlamak bizi hem göze hoş gelen oyuna hem de güzel sonuçların habercisi olacaktır.


Xherdan Shaqiri : Elbet bir gün buluşacağız…


 xherdan shaqiri

Shaqiri : Elbet bir gün buluşacağız…

Galatasaray resmi sitesinde 2012 yılına ait Shaqiri Kap açıklaması hala duruyor.

galatasaray shaqiri

Galatasaray’da bir çok oyuncu yanlış zamanda gelen doğru insan olarak adledildi. Shaqiri transferinin de artık zamanının geldiğini düşünüyorum, şimdi değilse ne zaman ?

shaqiri galatasaray


Shaqiri ile ilk ilgilendiğimizde tecrübesiz sayılabilecek bir oyuncuydu ama köprünün altından çok sular aktı; bizde Fatih Terim ile yollar ayrılıp yeniden buluşana kadar o Bundesliga, Serie A ve Premier lig deneyimleri yaşadı. Shaqiri artık kariyerinin ustalık dönemine girdi, bu vakitten sonra geç kaldığımız her an bizim aleyhimizde işleyecektir.

liverpool shaqiri

Belki Melo gibi 2 sezon üst üste kiralamamız gerekecek ama sol kanatta Onyekuru gibi bir oyuncu yakalamışken, alternatif olarak Mert Hakan’ları Emre Kılınç’ları kovalıyorken hatta Emre Akbaba, Taylan gibi oyunculara sahipken sağ kanada da bir baş aktör gerekiyor. O isim belli, uzakta aramaya gerek yok…
Hedef santrafor için de gidilmesi gereken garanti seçenek belli : 
ARTEM DZYUBA (Dzyuba hakkındaki analizlerime buradan ulaşabilirsiniz.)

Shaqiri Liverpool’da forma giyemiyor diyenler olacaktır, sizlere şunun garantisini verebilirim Liverpool idmanları herhangi bir kulüpte her hafta maç oynamaktan daha fazla geliştiricidir.

shaqiri galatasaray


Shaqiri belki bu sezon gelmek istemeyebilir çünkü Liverpool’un 29 senelik şampiyonluk hasreti bu sene bitecek gibi görünüyor ve Shaqiri yeterince forma giymese bile bu efsane kadronun içinde yer almak isteyebilir. Öyle bir durumda Shaqiri ile söz kesilip sene sonu imzalar atılabilir. Tabi ki elimizde Feghouli varken bu transfer mümkün değil.

Liverpool’un ultra sıkışık fikstürüne rağmen yeterince forma şansı bulamayan Shaqiri, Minamino transferinden sonra gözden çıkarılabilir noktaya gelebilir. Bir çok takım Shaqiri için yoklama yapacaktır, bir oyuncuyu bin takım ister ama neden alan takım biz olmayalım?

basel shaqiri


Özel yetenek, teknik, top kontrolü, orta kalitesi, oyun görüşü, pas kalitesi, hız, hızlanma, çeviklik, güç, topsuz oyun ve Arnavut asıllı olmasından kaynaklanan karakteristik özellikler baz alındığında full artı full paket bir oyuncu gibi görünüyor. Guardiola ve Klopp için yeterli olmayabilir ama bizler için fazlasıyla yeterli bir oyuncu.
Shaqiri etnik köken bakımından da Türklere yakın bir oyuncu, Türk kültürünü yakından bildiğini düşünüyorum. Eğer doğru zamanda anlaşma yapılırsa Shaqiri ile Galatasaray arasında win&win tarzı bir ilişki olacak. Shaqiri'nin ilgiye ihtiyacı var, yıldız olduğuna inandırılması gerekiyor bunu yapacak kişi de Galatasaray'ın başında mevcut ve bence Shaqiri de bunu biliyor. Belki de hayatı boyunca üvey evlat muamelesi gördü, gittiği takımlarda rotasyon oyuncusu oldu, Arnavut asıllı olduğu için Milli takım ile arası hiçbir zaman çok iyi olmadı, Galatasaray Shaqiri için çok özel bir yuva olacaktır.

shaqiri


Adam markajı ve hava topları Shaqiri’nin zayıf noktaları, tabi ki bu eksiklikleri de diğer arkadaşlarının kapatması lazım, çünkü futbol bir takım oyunu ve birbirini tamamlayacak oyuncuları buluşturmamız lazım.

Shaqiri gelmez demesin kimse, çünkü zamanında Kewellar, Podolskiler, Sneijderler geldi bu takıma, kendimizi o kadar da hafife almamalıyız.

Shaqiri ile her türlü oyunu oynayabiliriz; pozisyon oyunu, geçiş oyunu, kapanan takımları açma her türlü yol var. Shaqiri konusundaki tek tereddüt sağlıklı olup olmamasıdır bence. Hedefi olan takımlar tamamen genç oyunculardan kurulmaz, araya dengeyi sağlayabilecek oyuncular da serpiştirmemiz lazım.

fifa shaqiri


Mert Hakan ve Emre Kılınç’ı hangi beklentilerle kadroya dahil edebileceğimizi puzzle’ın parçaları gibi anlatmıştım. 2020/2021 sezonu için benim bir hayalim var, ilerideki 4’lü Onyekuru, Falcao, Dzyuba, Shaqiri alternatif yerli oyuncular Mert Hakan, Emre Kılınç, Ömer Bayram, Jesse Sekidika, Taylan Antalyalı tabi ki Taylan ve Mert Hakan’ı ben gezgin forvet olarak nitelendiriyorum.

stoke shaqiri





Okay Yokuşlu: Yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı...

Okay Yokuşlu

Okay Yokuşlu, 9 Mart 1994 tarihinde İzmir’de doğdu.
Celta Vigo takımında forma giyen 1.91 boyundaki  milli oyuncu ön libero, orta saha ve yan mevki olarak da stoperde görev alabiliyor.
Okay Yokuşlu; Mert Hakan ve Emre Kılınç ile aynı yılda doğmuş, jenerasyon olarak aynı döneme aitler, eğer hepsi aynı anda transfer edilirse uyum süreçleri çok kolay olacaktır.

Okay, Celta Vigo’da 2019/20 sezonun başında dizinden yaşadığı sakatlık nedeniyle kaybettiği formasına kavuşmakta zorlandı, Roma’da Cengiz Ünder de benzer sorunu yaşamıştı. Kendi takımında forma şansı bulmakta zorlansa da Şenol Güneş tarafından Avrupa Şampiyonası elemelerinde forma şansı buldu.

Okay Yokuşlu daha önce de ligimizde Kayserispor, Trabzonspor forması giydiği için bu ligde neler yapabileceği az çok belli bir oyuncu.
Maç başına 2’den fazla top kapma, yine maç başı 2’den fazla top kesme istatistikleri ile oynayacağına garanti verebiliriz, maç başına 5’den fazla hava topu kazanma garantisi de var, %80 üzeri pas isabeti sağlar ama dribling, kilit pas ve hücum aksiyonlarında pek katkı verebileceğini düşünmüyorum. Topu 2. Bölgeden 3. Bölgeye sorunsuz aktarabilecek bir oyuncu.

Okay Yokuşlu

4-1-4-1’de ön libero olarak görev alabilir, 4-4-2’de orta saha ikilisinden biri olabilir, takım çok dara düşerse belli bir seviyenin üzerinde stoper performansı verebilir. Ne net bir set oyuncusu ne de geçiş oyuncusudur diyemeyiz.
Stoper’den bozma Fatih Aksoy’un bu ligde doğru oyun anlayışında neler yaptığını görüyoruz, Fatih Aksoy’un yaptığı her şeyi daha iyi yapabilecek bir oyuncu.

Yerli olması tabi ki bizim için en önemli avantajı, Nzonzi ile benzer özelliklere sahip bir oyuncu, yalnız Nzonzi’nin teknik özellikleri bir tık daha iyi seviyedeydi. Yabancı listesine 12 kişi yazabiliyoruz, her türlü yerli oyuncuya ihtiyacımız varken stoper ve orta sahayı yedekleyebilecek bir oyuncuya kesinlikle ihtiyacımız var.

Her ne kadar Galatasaray-Trabzonspor maçında Gomis’in golünde hata yapsa da gerektiğinde stoper oynayabilir, mesela iç sahadaki Anadolu takımları ile olan maçlarda stoperde gözü kapalı güvenilebilir.

Okay Yokuşlu

Hava toplarında fenomen bir oyuncu, duran top savunması ve duran top organizasyonlarında doğal olarak fark yaratacaktır. Orta sahada görev alırsa sürpriz ceza sahası koşularıyla kafa golleri atabilir.

Okay zaman zaman eksantrik hatalar yapabiliyor, bu basit hataların önüne geçmek için sürekli konsantre olarak maç içinde kalması sağlanmalı.
Okay Yokuşlu ikili mücadelelerde ayakta kalabilen bir oyuncu, güçlü bir oyuncu, kazandığı ikili mücadele sonucunda taraftarları havaya sokabilir. Sahaya karakter koyma konusunda eksiklik yaşayan takımlar için önemli bir oyuncu olabilir.

Maliyet açısından Galatasaray kadrosuna dahil edilebilir mi emin değilim, öncelikle kesinlikle çok yüksek maaş ve bonservis verilmemeli. Kiralanması gündeme gelebilir mi, evet ama Celta’dan kiraladığımız Emre Mor’un durumu ortadayken bize oyuncu verirler mi ?
Okay Euro 2020 için sürekli forma giyebileceği bir takıma gitmek isteyecektir; açıkçası Lemina ve Seri varken onların arkasında bekleyeceğini düşünüyorum, tabi ki forma rekabeti sağlayarak takıma olumlu katkı verecektir.

Fiziksel olarak geldiği nokta göz önüne alınırsa çalışkan bir oyuncu, çok genç yaşlarda piyasaya çıktığında yeteneği ile adından söz ettirirken şuan fizik gücü bunun önüne geçmiş gibi.

Okay Yokuşlu celta vigo


Bence Galatasaray geniş kadrosunda kesinlikle yer alması gereken bir oyuncu, Okay büyük takım oyuncusu değil diyenler olursa tabi ki saygı duyarım ama Lemina gibi sakatlanma eğilimi yüksek olan bir oyuncu varken ve kulübede Selçuk İnan beklerken bir daha düşünün derim. Emre Belözoğlu bile bu ligde sonradan oyuna girip oyunu tutabiliyorsa Okay da bu görevi pek ala yapabilir.
Okay hamlesiyle Nzonzi’den açılan orta sahada kullanacağımız yabancı oyuncu tercihini başka mevkilerde değerlendirebiliriz.

Taylan Antalyacılar da üzülmesin çünkü Taylan ile aynı mevkilerde oynayan bir oyuncu değil, beraber sahada kalmaları daha uygun olacaktır.
Son olarak Okay çok hızlı bir oyuncu değil, dar alanda da hantal sayılabilecek bir yapıda ama bizim hız özelliklerine kanat ve forvet pozisyonunda daha çok ihtiyacımız olacak, bu yüzden oynayacağı mevki itibariyle bazı defoları kabul edilebilir. Ayrıca topu hızlandırmanın oyuncuların hızından daha önemli olduğuna inanıyorum.

Celta Vigo'nun içinde bulunduğu durum göz önünde bulundurulursa bizim için fırsat transferi olabilir. Bu transfere olabildiğince geniş yelpazeden bakmak lazım. Zaten daha önce Fatih Terim'in daha önce beraber çalıştığı ve yakınen tanıdığı bir isim.

Okay Yokuşlu



Galatasaray- Antalyaspor Maç Sonu Analiz

galatasaray antalyaspor















Galatasaray- Antalyaspor karşılaşması için maç önünde çok detaylı bir analiz yapmıştım, Antalyaspor teknik direktörü Tomas'ın tercihleriyle ve Galatasaray'ın doğru oyunuyla, Galatasaray adına görkemli bir galibiyet oldu.

Galatasaray- Antalyaspor maç öncesi analizime buradan ulaşabilirsiniz : GS vs ANTALYASPOR

Testi kırıldıktan sonra yorum yapmak yerine maçtan önce rakip takımları analiz ederek beklentiye girmenin daha makul olduğuna inanıyorum. Tabi ki her maçtan sonra neleri olumlu yaptık nerelerde hatalar yaptık gerekli sonuçları da çıkarmamız lazım. Bazı durumlarda dünyanın en iyi analizini de yapsan; kalitesel, fiziksel ve mental yönden eksiklikler yüzünden istenilen sonuçların alınamayabileceği unutulmamalı.


galatasaray antalyaspor


Tomas kalede Ferhat yerine Boffin'i oynatarak doğru bir tercih yapmıştı ama; Diego, Aatif, Chissokko gibi oyuncuların maç kadrosuna dahil edilmemesi tam bir soru işareti. Hele ki Galatasaray deplasmanına Tarık Çamdal ile çıkmak tam bir skandal, as kadrodaki defans oyuncuları bile S.O.S veren Antalyaspor'da Diego yerine Salih Dursun tercihi de diğer büyük bir hataydı. 

Antalyaspor top rakipteyken savunmada 5-4-1 gibi dizilirken, topa sahip olduğu kısıtlı sürede ise 4-1-4-1 gibi oynamaya çalıştı. Aatıf'ın da kadroda olmamasıyla Antalyaspor ilerde top tutmakta zorlandı.
Galatasaray ise oyunu yavaşlatan oyunculardan arınmış bir 4-4-2 ile sahadaydı. Taylan Antalyalı Falcao'nun yanında mobil forvet oyuncusu gibi oynadı ki çok ekstra bir performans sergiledi. 

İlk yarıdan Galatasaray rakip ceza alanına 33 defa girmiş ve 4.9 XG beklentisi ile oynamıştı ki, tam tahmin ettiğimiz şekilde ilk yarıdan maç koptu. Tabi bu performansta bana kalırsa en etkili olan şey, Galatasaray takımının haftada 1 maça düşmüş olmasıydı, bu sebepten mütevellit Fatih hoca ve kurmaylarının da rakibin eksiklerine daha iyi odaklandığını düşünüyorum ve Antalyaspor teknik ekibinin hatalı tercihleriyle de bu sonuç kaçınılmaz oldu.

Feghouli ilk yarıda biraz dikkatli olsa hattrick yapabilirdi, Tarık Çamdal ise Mariano'yu yıldızlaştırdı, ilk 45 dakika bazında Mariano Feghouli ikilisi idmanda bile bu kadar rahat olamazlardı.


galatasaray antalyaspor


Falcao'nun fizik olarak hala tam hazır olmadığı net şekilde belli, ama diğer maçlara nazaran biraz daha efektif oynadı bugün. Formda bir Falcao'nun tekniği Türkiyedeki tüm 10 numaralardan daha iyidir aslında. Biz belki o eski Falcao'yu hiç izleyemeyeceğiz ama sakatlıklardan uzak bir Falcao her haliyle bu ligde fark yaratacaktır.

radamel falcao

Antalyaspor'da Nazım Sangare'ye heralde hiç hücuma çıkma dediler, ilk yarı rezalet bir Nazım Sangare performansı vardı, tabi ki içinde bulunduğu savunma hattının kaliteden yoksun olması onu da kötü etkilemiş olabilir ama bu maçı takip eden Şenol Güneş bile acaba Euro 2020'ye Zeki Çelik'in yedeği olarak Gökhan Gönül'ü mü götürsem diye düşünmüştür.

Muslera'ya pek iş düşmedi, ama illa eleştiri yapmak isteyen romantikler hala Muslera'nın topu oyuna olumlu sokamadığını tartışabilir.

Tarık Çamdal Galatasaray'dan ayrıldı ama Galatasaray'a zararı devam ediyor, Mariano'yu maçın yıldızlarından yaparak kafaları karıştırdı. 

Maç öncesinde Mariano ve Feghouli'nin önünde koridor var demiştim, gayet de verimli kullandılar orayı. Mariano haftada 1 maça düşünce fiziksel olarak da zorlanmadı.
Galatasaray'da orta sahada Seri'nin oynaması doğru bir tercihti, rakip takımın savunma zaafiyetlerini göz önüne alınca Seri'nin bu maçta fark yaratacağı çok belliydi.

Lemina'nın 90 dakikayı sağlıklı bir şekilde bitirmesi de önemli. Süper ligde; mevcut yetenek, fizik kalite ve oyun aklı olarak sağlıklı Lemina'dan daha iyi orta saha yok neredeyse. İkinci dönem kaç tane sağlıklı maç oynayabilecek tam bir belirsizlik. Seri'nin bu maçta oynaması ise ikinci dönem takımda kalacağına bir işaret olabilir, açıkçası devre arası transfer döneminde sıfır maliyete Seri'den daha kaliteli adam bulmamız imkansıza yakın.
Taylan Antalyalı çok özel bir performans sergiledi, Mert Hakan Yandaş'ın da transfer edilmesi durumunda bu rolde oynaması gerektiğini düşünüyorum.


falcao taylan antalyalı

İkinci yarı ise hem skor avantajı hem de zeminin durumundan dolayı Galatasaray maçı rölantiye aldı, tabiki Antalyaspor'un stoper Salih Dursun'u oyundan alıp Mukiaru'nun girmesiyle 4-2-3-1'e dönmesi de maçın dengelenmesi adına başka bir etkendi. Tarık Çamdal'ın önüne konumlanan Mukiaru en azından Galatasaray ataklarında rakibi karşılayarak ve hücumda daha fazla top tutarak bir nebze olsun takımını rahatlattı.

Ömer Bayram maç genelinde çok başarılı bir performans sergiledi, ancak Taylan Antalyalı ve Ömer Bayram gibi isimlerin banko Galatasaray oyuncusu olduğunu kabullenmemek gerekli, geniş kadroda bu tip oyuncularımız olması iyidir ama daha rekabetçi platformlarda daha büyük kalitelere ihtiyacımız olacak.

Marcao'ya maç özelinde bir parantez açılabilir, ilk yarı kusursuza yakın bir performans sergileyen oyuncu ikinci yarı klasikleşen hatalarına devam etti. Marcao arkası dönük oyuncuya faul yapma huyundan vazgeçmeli ve birkaç defa faul olmayan pozisyonlarda kendini yere bırakarak takımı zor duruma düşürdü. Teknik ekibin bu konularda Marcao'yu uyarması gerekli çünkü yarın öbür gün bu hareketler takımı şampiyonluktan edebilir.

Muhtemelen Nagatomo'nun veda maçı oldu, Fatih Terim'in 4-0'dan sonraki Emre Taşdemir- Nagatomo değişikliğinin amacı son defa Nagatomo'yu alkışlatmak olabilir.

Fark 4 olduktan sonra zeminin de kötüleşmesinden sonra acaba sakatlık riski olan Lemina yerine Emin Bayram'ı alıp, Donk'u orta sahaya Lemina'nın yerine çekebilir miyiz diye düşündüm ama teknik ekibin tercihi Emre Taşdemir'den yana oldu. Belki Emre Taşdemir maç başı ücretle anlaştıysa para kazansın diye de oyuna alınabiliyor olabilir.

fatih terim

Emre Kılınç: 4-4-2 ye dönüş...

Emre Kılınç

Emre Kılınç 23 Ağustos 1994 tarihinde Sakarya’da dünyaya geldi.

1.74 boyundaki Sivassporlu oyuncu; sol orta saha, sağ orta saha, sol kanat forvet, sağ kanat forvet ve 10 numara pozisyonlarında  oynayabiliyor.

Futbola Sakarya Akademikspor başlayan Emre, burada Boluspor gözlemcilerinin dikkatini çekti ve 2009 yılında Boluspor altyapısına transfer oldu. 2010 yılında Coca Cola U-16 Akademi liginde dikkatleri üzerine çeken Emre, turnuvayı gol kralı olarak tamamladı ve aynı zamanda turnuvanın en centilmen oyuncusu seçildi. 

2010 yılında profesyonelliğe geçiş mukavelesi imzalayarak as takıma alındı.
5.5 sezon boyunca Boluspor’da düzenli şekilde forma giyen oyuncu, 2016/17 sezonu devre arasında Sivasspor’a transfer oldu ve şuan kariyerini bu kulüpte devam ettirmekte.

sivasspor emre kılınç


2019/20 sezonunda kariyerinin en verimli yıllarını geçiren Emre Kılınç 16 karşılaşmada 6 gol 5 asist üretti.

Emre Kılınç’ın bu sezondaki ofansif, defansif ve pas özelliklerini istatistikler üzerinden irdeleyecek olursak.

Ofansif olarak maç başına; 2.2 şut, 2.5 kilit pas, 1.3 adam geçme, 2.2 faul alma, 0.5 ofsayta yakalanma, 1.5 top kaptırma ve 2.2 kötü top kontrolü istatistikleriyle oynamış. Maç başına 2.2 şut istatistiği sürekli kaleyi düşünen bir oyuncu olduğunu gösteriyor, Klop’un da dediği gibi birkaç pasla gol atabilme imkanımız varsa neden topu dolaştıralım mentalitesine uygun bir oyuncu. Maç başına 2.5’lik kilit pas istatistiği oyuncunun ofansif anlamda ince işler yaptığının belirtisi, asistin asisti kalıbını yeniden canlandırabilecek bir oyuncu. Maç başına 1.3’lük adam geçme istatistiği öyle topla uçan kaçan bir oyuncu olmadığının göstergesi Bruma ve Garry gibi topu alıp rakiplerin üzerine koşan bir yapıda değil, Gol filminin en efsane sahnelerinden biridir kimse toptan daha hızlı değildir topu koşturmak her daim daha önemlidir. Mevcut takımının en yaratıcı oyuncularından biri olduğu için ve Sivas takımı sıkışınca sürekli Emre’nin ayağına baktığı için 1.5’lik top kaptırma istatistiği kabul edilebilir, burada can sıkıcı olan tek nokta 2.2’lik kötü kontrol istatistiği.

Emre Kılınç defansif olarak maç başına; 1.8 top çalma, 0.3 top kesme, 1.9 faul yapma, 1.2 çalım yeme istatistikleri sergiledi. Özellikle maç başına 1.8’lik top çalma istatistiği bir hücum oyuncusuna göre oldukça dikkat çekici, Emre’nin kazandığı topları kontra atağa dönüştürdüğünü düşünürsek daha değerli bir özellik. Onyekuru’dan sonra savunmaya yardım etmeyen Galatasaray kanat oyuncularını düşünürsek bu önemli bir özellik.

Emre’nin pas istatistiklerine geçecek olursak, maç başına ortalama 31 pas yapıyor ve %70 pas isabetiyle oynuyor, geçmiş senelerde ortalama %78’lerde pas istatistiğiyle oynamış ama bu sezon ondan fazla sorumluluk alması istenmiş olabileceği için pas isabet yüzdesi düşmüş olabilir. Maç başına 1.2 orta, 1.3 uzun top istatistikleri sergilemiş. Geçen senelere göre daha fazla orta ve uzun top denediğini söyleyebiliriz.

Whoscored verilerine göre bu sezon 7.50’lik ratinge sahip, ki mükemmel bir veri bu.

Emre Kılınç’dan neler beklemeliyiz ?

Emre’nin sözleşmesi 30.06.2020 tarihinde sona eriyor ve henüz takımıyla sözleşme uzatmamış durumda, yakın bir zamanda bonservis ücreti ödemeden istediği takım ile anlaşabilir.

Emre bugüne dek sürekli gelişim gösterdi ve kariyerinin zirvesinde şuan, daha iyi oyuncularla oynarsa daha da kendini geliştirebilecek bir oyuncu. Hali hazırda Milli formayı da giyen oyuncu, bu sezon sonunda muhakkak büyük takımlardan birine ya da yurt dışına transfer yapacaktır.

Kısa sürede hızlanabilen ve dar alanda çevik bir oyuncu, fiziki yapı itibariyle çok güçlü olduğu söylenemez, hava toplarında etkisiz bir oyuncu. Top ayağına yakışıyor, sürekli gelişen bir yapıda olduğu için çalışkan bir oyuncu olduğunu söyleyebiliriz, gayet istikrarlı bir oyuncu, neredeyse boş sezonu yok her sezon oynamış, tekrarlayan bir sakatlığı yok. Tam bir geçiş oyuncusu, 4-2-3-1’in kanatlarında, 4-4-2’nin kanatlarında, 4-3-3’ün kanatlarında verimli şekilde oynayabilir. Savunma arkasına sprint yapabilen bir oyuncu, pas oyununa yani pozisyon oyununa çok yatkın mıdır, bence hayır, ama bir pas oyunu takımında izlemedik onu, o yönde de kendini geliştirebilir. Gayet hırslı bir oyuncu, pres yapar, güçlü olmamasına karşın ikili mücadeleden kaçmaz. Oyun zekasının da iyi olduğunu düşünüyorum, takımının ihtiyacı olduğu anlarda ortaya çıkabiliyor yakın zamanda Feghouli ve Sinan Gümüş bu özellikleriyle şampiyonluklarımızda katkı vermişti. Orta yapma konusunda kendini geliştiriyor, uzaktan şutlarıyla etkili bir oyuncu, jeneriklik gollere imza atabilir.

Soyad benzerliğinden dolayı Erman Kılıç korkusu yaratabilir ama Emre Kılınç'ın transferini 4-4-2'ye dönüş olarak bile yorumlayabiliriz, Emre Çolak'ın o dönem verdiği katkılara benzer işler yapabilir.

Sivasspor kontra takımı olduğu için ve rakipler Sivas’a karşı açık oynadığı için Emre’nin performansı optimum seviyelere ulaştı, doğru hoca, doğru oyun yapısı ve doğru oyuncularla buluşmuş olması da etkili performansında önem arz ediyor.

23 Ağustos doğumuyla Alan burcu olmayı birkaç puanla kaçırmış bir oyuncu ama aslan burcuna dair mükemmeliyetçilik özelliklerine de kısmen sahip olabilir. Transferlerden öyle dilimiz yandı ki neredeyse oyuncuların yıldız falına bile bakmamız gerekli.

Tescilli şekilde sportmen bir oyuncu, karakterli olmasından dolayı taraftarlar tarafından sevilecektir. Muhtemelen sezon sonu Sivas’tan ayrılacak ama aynı ciddiyette oyununa devam ediyor.
Sözleşmesinin son senesinde olması nedeniyle başka takımlardan kontrat kapmak için bu sezon daha gayretli olduğunu söyleyebiliriz, Galatasaray’a gelirse aynı çalışmasına devam eder umarım. Emre Kılınç'ın Rıza Çalımbay ile ikili ilişkileri de iyi görünüyor, Fatih Terim ile de uyumlu olabilecek bir oyuncu.

mert hakan yandaş emre kılınç

Galatasaray forması altında ligde yeterli katkı vereceği aşikar, mevcut performansı Şampiyonlar ligi için yetersiz kalabilir. Eğer Emre’nin sözleşmesi devam etse, Galatasaray bu oyuncuyu bonservis verip alabilecek finansal durumda değildi, bu açıdan bakarsak fırsat transferi diyebiliriz. Mert Hakan ile aynı anda transfer edilirse uyum sorununu da daha kolay atlatabileceklerini düşünüyorum. 25 yaşında ve önünde çok verimli geçirebileceği 4-5 sene var. Durağan Galatasaray oyununa hareket getirebilir, pres oyununa katkı sağlar, kadro genişliği açısından ligde rahatlıkla forma verilebilecek bir oyuncu kazanmış oluruz, kesinlikle denemeye değer bir transfer. Mert Hakan ile çok iyi arkadaşlar ve muhtemelen ikisi aynı takıma gidecek. Bonservis ödeyerek bu transferi yapacak olsak transfere şüphe ile yaklaşabiliriz ama içinde bulunduğumuz vaziyetin imkan ve şeraitini düşünecek olursak umarım bu transfer müspet şekilde sonlanır.

Tabi ki kapalı takımlara karşı nasıl bir performans gösterir bunu ligin 2. Yarısı Sivasspor’a karşı kapanan takım olursa gözlemleyeceğiz. Yusuf Erdoğan’lara yeltenen Galatasaray için yararlı bir transfer olur. Takım içi çalışkanlığın artmasına da sebep olur, bu sezon Sivasspor ile ligde herkesten daha fazla koşuyor ve mücadele ediyorlar. Galatasaray’ın bir şekilde yerli oyuncu kalitesini yükseltmesi lazım, olası yabancı sınırına karşın bile önümüzdeki 3-4 yıl için önemli bir hamle olur. Geçmişte Sakarya doğumluların da kulübümüze saha içinde katkı verdiği küçük bir detay.

emre kılınç sivas







Stefan Ilsanker : Savaşçı orta sahanın sözlük anlamı...


Stefan Ilsanker 18 Mayıs 1989 tarihinde Avusturya’nın Hallen şehrinde dünyaya geldi.
1.89 cm boyundaki Leipzig’li oyuncu ön libero, stoper ve sağ bek mevkilerinde görev alıyor.

Bir oyuncu transfer edilirken oyuncuyu iyi analiz etmeliyiz ve doğru tanımlamalıyız ki yaşayabileceğimiz hayal kırıklıklarını minimum seviyede tutalım. Mesela Seri’den örnek verelim, birçok kişi Seri’yi dış görünüşünden dolayı Kante gibi adam yiyen orta saha zannetti ve birkaç maç sonra homurtular yükselmeye başladı. Bu konuda belki Fatih Terim bile yanlış yönlendirilmiş olabilir. Seri için futbolcu değil diyenleri bile gördüm. Bu yüzden Ilsanker transferini iyi analiz etmeliyiz.

Ilsanker de Saracchi gibi Leipzig takımında fazla forma şansı bulamıyor. Ilsanker gelişimini tamamlayıp potansiyeline erişmiş bir oyuncuyken, Saracchi gelecek vadeden bir oyuncu.

Ilsanker bu sezon Nagelsman tarafından stoper alternatifi olarak görülüyor. Defansif meziyetlerinden dolayı çok yönlü bir oyuncu; orta saha, stoper hatta gerekirse sağ bekte bile oynayabilir.
Ilsanker’i tanımlamak için şunu söylememiz yeterli, günümüzde Leipzig kulübünün kapısından giriş parolası 23 yaşından küçük olmak ve hızlı olmak iken bu kriterleri sağlamamasına karşın defansif meziyetleri yüzünden bu takıma girebilmiş oyuncu.

Ilsanker Football Manager tabiriyle savaşçı orta saha’nın tanımıdır. (ball winning)

stefan ılsanker fm 20



Ilsanker dış görünüş olarak kiralık katil gibi, bizde tutmazsa Türk dizilerinde kötü adam rolüyle çok rahat yer bulur.
Doğal yapı olarak güçlü bir oyuncu, Leipzig antrenmanlarını yemiş olarak geleceği için fiziki kalite olarak ligimizin üzerinde bir oyuncu. Sert bir oyuncu, sert olmasından mütevellit giydiği formayla bağlantılı olarak çok fazla sarı kart görebilir.

Dayanıklı bir oyuncu 90 dakika boyunca pes etmeyen bir yapıda. Ilsanker yaklaşık 1.90’lık uzun bir oyuncu, sıçrama özelliği fena değil ama duran toplarda gol sayısı fazla değil, Galatasaray’ın da verimli duran top organizasyonları başaramadığını düşünürsek duran toplarda gol beklentisine girmememiz lazım, atarsa seviniriz.
Ilsanker Nzonzi gibi ağır bir oyuncu, teknik kapasitesinin yetersizliği ve hızlı olmamasından dolayı Nagelsman tarafından orta sahada hiç denenmiyor olma ihtimali çok yüksek.

Belirli defoları olsa da mental yönü yüksek bir oyuncu, takım oyununa yatkın, çalışkan bir oyuncu. Ilsanker Beşiktaş deplasmanından sonra yaptığı açıklamalarda stadda gürültünün çok yüksek olduğunu ve 5 metreden bile takım arkadaşlarını duyamadığını bu ortamlarda oynamaya alışık olmadığını ve bu yüzden kötü oynadığını açıklamıştı. Bu açıklamalarına ve performansına bakarsak dış görünüşü ile ters orantılı şekilde soğukkanlılığı pek yüksek değil gibi.

Ilsanker’in top kapma ve markaj özellikleri çok üst seviyede, top kesme ve top çalma istatistiklerinde Luiz Gustavo’ya yakın bir performans sergileyeceğini düşünüyorum. Tarz olarak en formda zamanlarındaki Mehmet Topal’ı anımsatıyor. Lorik Cana’ya da benzetebiliriz.
Ilsanker’in topla ilişkisi vasat durumda, top tekniği yüksek değil; orta sahada oynarken ortalama olarak %78 pas isabeti ile oynarken, stoperde daha garanti pasları tercih ettiği için bu oran %89’lara kadar çıkıyor. Luiz Gustavo’nun pas isabet yüzdesi orta saha veya stoper oynaması farketmeksizin %90’ların üzerinde mesela.

Ilsanker, Seri ile tam zıt profilde bir oyuncu. Seri daha çok oyunu kurmak için oynarken, Ilsanker oyunu bozmak için oynayan bir oyuncu.
Dribling özelliği hiç yok neredeyse, Nzonzi falan ara sıra sürpriz topla çıkışlar yapıyordu, Ilsanker fazla yapmıyor. Tek yönlü bir oyuncu, hücuma katkısı pek fazla olmayacaktır; kilit pas, asist, asistin asisti gibi alışkanlıkları pek yok, rakip 9 kişi kalırsa bir güzellik yapabilir ama.

Top kapma ve mücadele konusunda Melo’ya yaklaşabilir ama Melo hücum katkısı beklersek hayal kırıklığı yaratır.

Ilsanker Salzburg’da 4-2-4 formasyonunda orta saha ve stoper olarak oynayabiliyordu, isminin anılıyor olması oyun tarzımızın tamamen değişeceğine işarettir. Ilsanker pozisyon oyunu oynamaya çalışan takımlar için doğru profilde değil ama 4-4-2 ya da 4-2-4 sistemlerindeki gibi hücum görevini ilerdeki 4’lüye defans görevindeki hamallığı ise geridekilerin yapacağı düzende faydalı olabilir. Zaman zaman stoper oynayabiliyor olması da tercih sebebi olabilir.

Benim görüşüme gelecek olursak, Ilsanker ile yıllar önce bir Fm oyununda karşılaştım ve öyle takip etmeye başladığım bir oyuncu.
Geçici bir süre için pansuman olabilecek bir oyuncu ama ben Galatasaray’a teknik kapasitesi ve hızı daha yüksek oyuncuları layık görüyorum. Ilsanker, sahada kavga etmeyen Galatasaray için fitili ateşleyecek profilde bir oyuncu. 2020’de sözleşmesi bitiyor, hızlı ve 23 yaşından küçük değil, Leipzig tarafından gözden çıkarılabilir. Bulabilirsek bir tık daha iyisine yönelmeliyiz, transfer edilmesi durumunda ise lig için yeterli bir oyuncu, şu saatten sonra şampiyonluk için yeterli mi soru işareti.

Stefan Ilsanker


Nazım Sangare: Rotasyon bazen her şeydir...


Nazım Sangare 30 Mayıs 1994 tarihinde Köln'de dünyaya geldi. Nazım Sangare anne tarafından aslen Türk baba tarafından ise Gine asıllıdır.
Nazım orta sahanın sağı, sağ bek ve sağ açık pozisyonlarında görev almaktadır.

Almanya Aachen takımı alt yapısında futbola adım atmış ve sırasıyla M'gladbach, Alemannia Aachen, Düsseldorf II, Osnabrück formalarını giymiş olan Sangare, Antalyaspor takımına Almanya'nın 3. lig ekiplerinden Osnabrück takımından 250 bin dolara transfer edildi.


2018/2019 sezonuna Antalyaspor ise 32 maçta 2 gol 4 asist, 2019/2020 sezonunda ise 16 maçta 1 gol 1 asistlik performans sergiledi.


İstatistikler üzerinden Sangare'yi analiz edecek olursak; maç başına 2 top kesme, 2 top çalma, 1.1 faul yapma, 1.1 top uzaklaştırma, 0.1 şut engelleme, 0.3 çalım yemelik defansif aksiyon göstermiş. Top kesme ve top çalma istatistikleri gayet iyi görünüyor, Alexander Arnold'un premier ligde top çalma ve top kesme istatistikleri maç başına 1.5 mesela. Nazım Sangare savunma konusunda da lanse edildiği kadar kötü değil bence, maç başına 0.3 çalım yeme o kadar da kötü değil.


Maç başına yaklaşık 32 defa topla buluşan Sangare, %78.6 pas isabeti, 1.6 kilit pas, 0.9 uzun pas ve 0.9 orta açma istatistikleri sergilemiş. Pas isabet yüzdesini yaklaşık ilk geldiği seneye nazaran %9, geçen seneye göre %2 artırmış. Galatasaray'a gelirse maç başı topla buluşma sayısı 50'yi aşacaktır ve etrafında daha kaliteli oyuncular olacağı için pas yüzdesi de %80'leri geçecektir diye düşünüyorum. Maç başına 1.6'lık kilit pas istatistiği bir bek oyuncusuna göre fena değil ama orta açma ve uzun top istatistikleri orta açmayı pek sevmeyen bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Mesela Arnold maç başı 4.8 uzun top, 2.4 de orta girişiminde bulunuyor, haliyle Arnold'un pas isabet yüzdesi %74'lere düşüyor. Yani Sangare'den Arnold gibi ceza sahasını ortalarla bombalaması beklenmemeli.


Sangare maç başına; 1.1 adam geçme, 2.6 faul alma, 0.8 top kaptırma ve 1.5 kötü top kontrolü ile oynamış. Dribling ile adam geçme istatistiği bek oyuncusuna göre gayet yeterli durumda.Yalnız maç başına 1.5'lik kötü top kontrolü bazı noktalarda Linnes'i akıllara getirebilir, top kontrol özelliği çok üst seviyede değil.


Nazım Sangare'nin Fm 20 profiline göz atmak da, oyuncu hakkında fikir sahibi olmamızda yardımcı olabilir.






Sangare Afrika kökenli bir oyuncu olduğu için atletiklik özellikleri diğer yerli oyunculara nazaran çok daha iyi seviyelerde. 25 yaşında ve önümüzdeki 3-4 sene içinde vücudunun en oturmuş yılları olacak, fizik kalite olarak geriye gitmeyecek bir oyuncu, doğal vücut zindeliği de üst seviye olduğu için kondisyoner ekibinin yüklemelerine olumlu tepki verebilecek bir oyuncu.
Sangare, halihazırda Antalyaspor'un en değerli oyuncusu durumunda, hücum perfromansı ile takımının en dikkat çekici oyuncusu. Hızlı bir oyuncu ve sürekli bindirme yapabiliyor, dribling özelliği gayet iyi ama bazen topu ayağından açabiliyor. Pas oyunu için çok uygun bir oyuncu değil bence ama dinamik oyun tarzı ile geçiş oyunu için ideal bir oyuncu. Merih gibi maç içinde %100 konsantre oluyor diyemeyiz, bazen maç içinde uyuyabiliyor ve defansif zaafiyet yaratabiliyor, aynı problem Luyindama'da da var bence. 3'lü defans kurgusunda orta sahada sağ koridoru tek başına kullanabilecek kapasitede bir oyuncu, 4'lü defans kurgusunda sağ bekte oynayabilir, hatta 4-4-2'nin orta saha sağında bile oynayabilir.

Sangare taraftarlarımıza Cavanda havası veriyor olabilir ama mental olarak Cavanda'dan daha güvenilir bir oyuncu olduğunu söyleyebilirim. Fizik kalite olarak üst seviyede ama teknik olarak hayal ettiğim seviyede değil. Zaten komple bir paket olsa, bizim alabileceğimiz bir durumda olmaz. Oyuncunun eksik yönlerini geliştirebilmek de bizim teknik ekibimizin elinde.


Sangare'nin Milli takım oyuncusu olduğu unutulmamalı, gösterdiği performans ile son derece hakederek Milli takıma yükseldi, Zeki Çelik'e bir şey olsa Euro 2020'de Sangare forma giyecek. Transferi çok sonraya bırakırsak gösterebileceği performans ile elimizden kaçırabiliriz.

Yoğun bir fikstürde Galatasaray'ın gönül rahatlığıyla forma verebileceği bir oyuncu, Sangare'nin sözleşmesi sezon sonu bitiyor, 3 büyüklerin de tüm beklerinin sözleşmesinin bittiğini düşünürsek alan takım için çok iyi bir rotasyon oyuncusu olacaktır. Galatasaray'da Şener Özbayraklı bu görev için alındı, normalde Amerikan Futbolcusu gibi üst yapı fiziği olan Şener sakatlıklar dolayısıyla bir türlü forma giyemedi, Şener yerine daha güvenilir bir oyuncu olduğunu söyleyebilirim.


Şahsen seneye kadro planlamasını ben yapacak olsam Sangare'yi kesinlikle alırım, Linnes'i de gönderip daha iyi bir yabancı sağ bek alırdım. Şener ile de yolları ayırıp sağ koridora 3. seçenek olarak Burak Kapacak'ı dahil ederdim.


Galatasaray'ın sahip olacağı güvenilir bir yerli sağ bek oyuncusu, Linnes'i zaman zaman sol bekte kullanma imkanı da verebilir. Linnes'in sol bek performansının sağ bek performansından üstün olduğu gözden kaçmamalı. Galatasaray geçen senelerde yedek bek oyuncusu için yabancı kontenjanını kullanmıştı mesela, Sangare güncel form durumu olarak Linnes'in de Şener'in de Mariano'nun da önünde. Sangare Galatasaray taraftarının özlediği sağ bek gollerine imza atabilir, sağ bek gollerinin şampiyonluk habercisi olduğu bir geleneğe sahip takım için göz ardı edilmemesi gereken bir detay.


Sangare direkt Galatasaray oyuncusu değil belki ama Galatasaray hiç mi oyuncu geliştiremeyecek, Sangare bu haliyle bile 3-4 sene çok iyi bir alternatif olur. Defansif konsantrasyonunu biraz yükseğe çekebilirsek, biraz da orta açma konusunda üzerine koyabilirse Sangare çok yararlı olacaktır. 

Kadro planlamasında bu tür detaylar önemsiz görünür ama takımın kaderini belirleyen de bu tür detaylardır. Galatasaray altyapısında birkaç senede bu fiziğe gelebilecek bir oyuncu görsem bu transferi gerçekleştirmeyelim diyeceğim ama yok işte, Nazım takıma kazandırılacak iyi askerlerden.

Takım başarılarında rekabetin çok önemli bir unsur olduğunu düşünüyorum, mesela geçen sene Linnes ie Mariano rekabetinden Galatasaray karlı çıkmıştı, bu sezon ise Mariano'dan başka alternatif olmadığı için Mariano istediği kadar kötü performans sergilesin ertesi hafta yine ilk 11'de görev alıyor. Beğenmediğimiz Sinan Gümüş'ün bile Feghouli'nin form tutmasında yardımcı olduğuna inanıyorum. Maalesef kadro derinliğimiz o kadar yok ki, "bazılarına bugün son şanslarını verdik" dediğimiz oyuncularla Madrid ve Paris deplasmanlarında rezil olma durumunda kaldık.


Sangare; Mert Hakan Yandaş, Emre Kılınç, Jesse ile hemen hemen aynı jenerasyonda ve bu oyuncular tırnaklarıyla kazıya kazıya çalışarak belirli başarılar elde ettiler. Bu tür karakterdeki oyunculara sahip olursak sahada kavga etmeden alınan mağlubiyetlerden uzak olabileceğimizi düşünüyorum.


Sangare transferinin maliyet açısından da Galatasaray'a sıkıntı yaratabileceğini düşünmüyorum, dikiş tutmazsa zaten Anadolu'nun yerli statüsündeki en iyi beki bu adam.
Ayrıca seneye Luyindama ile yan yana oynayacağını düşünürsek rakip oyuncular bakıp, "ulan bunlar nasıl tip" diyerek psikolojik olarak geriye gidebilirler.




Sangare'nin twitter profilindeki aslan emojisi Galatasaray'a dair sempatisi olabileceğini aklıma getirmiyor değil.