Öncelikle 10
bin saat kuralı nedir onu
açıklayalım. Malcolm Gladwell'in ilk olarak 2008 yılında basılan “Outliers”
adlı kitabında başarıyı getirdiğini öne sürdüğü iki etkenden biridir. Temel
olarak kural, bir konuda uzmanlaşmak için en az 10.000 saat üzerinde çalışılması gerektiğini söyler.
Tabi ki herkes 10 bin saat çalışma sonucunda kendi
potansiyelinin en yüksek seviyesine ulaşabilir, örnek veriyorum Messi ve ben 10
bin saat futbol üzerinde çalışsak ikimiz de kendi potansiyellerimizin en üst
seviyesine çıkacağız, haliyle Messi’nin potansiyeli daha yüksek olduğu için
Messi’den geride olacağım.
Günümüzün
en büyük taktisyenlerinden Guardiola, taktik formasyonlar hakkındaki
görüşlerini belirtirken 4-4-2 dizilişinde mükemmelleşmenin diğer taktiklere
nazaran daha pratik ve kolay olduğunu vurgulamıştı.
Eğer
bir grup insana bir sistem benimsetmek isteniyorsa, amaca ulaşabilmek için
ısrarla aynı düzen üzerine çalışmak gerekiyor. Bu yüzden oyuncu sirkülasyonları
oluşturulabilecek sistemleri baltalayabilir. Hatta şunu söylemekte fayda var,
ekipten ayrılan her bir kişi sistem hafızasından silinen bir yaprak gibidir,
yani o oyuncu ile yapılan tüm antremanlar boşa gitmiş gibidir. Bu yüzden bir
planlama yaparken kısa vadeli, orta vadeli ve uzun vadeli olarak düşünmek
durumundayız.
Alex
Ferguson’un yıllarca 4-4-2 türevleri sistemle premier ligi domine ettiğini
biliyoruz, Galatasaray doğru bir yapılanma ile 4-4-2’yi kullanarak Avrupa’nın
zirvesine çıkmıştı. Simeone’nin Atletico Madrid ile yaptıkları ortada.
Hani
yıllarca Atletico Madrid’in forvet oyuncusu çıkarmakta ve kullanmada fenomen
olduğunu görüyoruz ya, bazıları bunu tesadüf olarak düşünebilir ama asla
tesadüf değil, Simeone kendi mentalitesini yıllarca takıma aşıladığı için her
transfer döneminde kendi yapılarına uygun oyuncuları bünyelerine katıyorlar,
haliyle hazır sistemi olan takıma eklenen forvet oyuncusu ise leblebi gibi gol
atıyor. Böylece gerek sportif başarı gerekse maddi başarı olarak çok olumlu
geri dönüş alabiliyorlar.
Peki
biz ne yapıyoruz ?
Tamamen
menajer yönlendirmeleri ile, “Aaaa bu oyuncu iyiymiş, kaçırmayalım”, “rakibim
bu oyuncuyu istiyor, sistemime uymuyor ama rakibin güçlenmesini engellemek için
bu oyuncuyu almalıyım” gibi düşüncelere kapılabiliyoruz. Arkadaşlar yanlış
hayat doğru yaşanmaz…
Bizim
kültürümüzde sabır kavramı literatürden çıkarılmış sanırım, sanki insanların
ellerinde sihirli değnek varmış gibi sihirli dokunuşlar bekliyoruz, ilk önce
her bireyin kendine çeki düzen vermesi gerekir. Sadece futbol değil, sadece
spor da değil, hayatın her alanında uygulamamız gereken şey bu.
Camialar
doğru kişiyi yakaladığında o kişiye sabır gösterip, istikrarlı şekilde
çalışmaya devam ederek beraber yükselmeyi öğrenmeli.
Galatasaray
bazında bu durumu değerlendirecek olursak, Fatih Terim bu camia için olabilecek
en uygun kişi, Fatih Terim bir gün ayrıldığında onun yerini doldurabilecek biri
yok şuan. Ülkede belli bir kısım ise Fatih Terim’in başarılarını bile
kabullenemiyorlar, onlara önerim böyle devam etsinler kaybetmeye de devam
edecekler.
Fatih
Terim’in çıkıp tüm Galatasaray camiasına kulübün mevcut durumunu anlatmasını;
kısa, orta ve uzun vadedeki planlarını anlatmasını isterim. Finansal fair play
yüzünden her sene sıfırdan yeni kadrolar kurmak zorunda kalıyoruz, her sene yeni baştan takım kurup Galatasaray kadar
başarılı olan başka bir takım da yoktur yani dünya üzerinde.
Futbolda
dizilişler önemsizdir demek bana pek doğru gelmiyor, çünkü rakipleri belirli
bir geometri çerçevesinde etkisiz hale getirebilmek mümkün. Futbolun içerisinde
o kadar fazla değişken var ki, anlık pozisyon hataları bile tüm planları hatta
yapılan haftalarca çalışmaları çöpe atabiliyor. Bu yüzden tüm olasılıkları en
aza indirgemek için diziliş konusunda da bilimin peşinden gitmeliyiz.
4-4-2
formasyonunda 4’lü defans kurgusu en önemli unsurlardan biridir; şahsen ben
kadro mühendisliği yapacak olsam sezon içerisinde çıkabilecek aksiliklere ve 3’lü
stoper planını da yedekte tutarak kadroma 5 tane stoper oynayabilen oyuncu
isterim. Tabiki bu 5 oyuncunun da aynı özellikte ve aynı kalitede olmasına
gerek yok, mesela 5. Stoperi altyapıdan parlayan bir oyuncu için ayırabiliriz. Stoper
özellikleri olarak fizik kalite ilk sırada geliyor, mesela 1.85 altındaki
stoper oyuncularına pek sıcak bakmıyorum, stoperin hava toplarında etkili
olması lazım, mental olarak da az hata yapan ve soğukkanlı kişiler seçmek çok
önemli. Duran toplar günümüz futbolunun en önemli olgularından biri, bu yüzden
stoperlerden gol katkısı almak da olmazsa olmazlar arasında.
Bek
oyuncuları için 2’şer alternatif olması gerektiğini düşünüyorum hatta her türlü
ihtimale karşın kadroda sağ ve sol beki yedekleyecek 3. Bir oyuncunun da bulunmasında fayda var. Bek
oyuncularında önemli detaylar şunlar, öncelikle sağ bekte sağ ayaklı sol bekte
sol ayaklı oyuncu bulunmalı, bek oyuncuları muhakkak hızlı olmalılar, top kapma
özellikleri çok önemli, bek oyuncuları sürekli aynı koridorda gidip gelecekleri
için dayanıklılıkları çok büyük önem arz ediyor. Yeri geldiği zaman bek
oyuncuları pozisyonu sonlandıran oyuncular olduğu için bu oyuncuların isabetli
orta açabiliyor olması çok değerli. Çünkü bek oyuncularının yapacağı isabetsiz
ortalar rakip takımı kontra atağa çıkarabileceği gibi tüm takımın geri
koşmasına neden olacak ve bu da enerji kaybında yol açacak. Bazen enerji,
futbolda her şeydir. Tekniğinizin yetmediği durumda gücünüzle rakibi
kırabilirsiniz.
Defans kurgumuzu bu şekilde tanımladıktan
sonra orta sahaya geçebiliriz, 4-4-2 dizilişimizde orta saha merkezde 2 oyuncu
görev alıyor. Bu bölge için verimli şekilde oynayabilecek 4 tane oyuncuya
ihtiyacımız var, bu oyunculara ek olarak altyapıdan çocukları alternatif olarak
yazabiliriz. Mevki tanımlamalarına gelecek olursak, bu bölgedeki oyunculardan
birinin muhakkak iki yönlü orta saha olması gerekiyor, diğeri ise ball winning
tarzı savaşçı orta saha, birbirlerini yedekleyecek şekilde bu profilde oyuncu
bulabilmek çok önemli. Çünkü 4-4-2 sisteminin kalbi bu mevkide oynayan
oyunculardır. Burdaki oyuncuların verimsizliği topu rakibe vermenize ve sonunda
ise çok büyük hüsranlara neden olabileceği unutulmamalı. İki yönlü ve savaşçı
orta saha oyuncularının fizik kalitelerinin çok üst düzey olması lazım, komple
paket oyuncu haklarımız varsa bu mevkide kullanmamız en doğrusu olacaktır. İki
yönlü yani box to box olarak nitelendirilen oyuncunun skora da katkı vermesini
ve teknik özellik bakımından da yeterli olmasını talep etmeliyiz.
4-4-2’de
kanat oyuncularına geçersek, benim tercihim bir kanatta yer uçağı tarzında
oyuncu olurken diğer kanatta ise set oyununa uygun bir oyuncu kullanmak olur.
Günümüzde bazı takımlar ekonomik olarak o kadar üst seviyede ki, hem pozisyon
hem de geçiş oyununu en üst seviyede oynayabilecek oyuncuları alıyorlar, işin
kötü yanı bu takımlar geniş kadrolarında da en iyi oyuncuları bulunduruyor.
Tabi ki kanat oyuncuları için de 2’şer oyuncu yazmalıyız.
4-4-2
dizilişinde forvet mevkisindeki oyunculardan orta saha özellikli gibi
davranmasını bekleyebiliriz, eğer forvet oyuncuları defanstan bağımsız olarak
sahada yayılırsa takımımız büyük savunma zafiyetleri gösterebilir.
Forvette
de minimum 4 oyuncu bulundurmamız gerekir, alternatif olarak ise birkaç tane
altyapı oyuncusu zaman zaman araya serpiştirilebilir.
Ve
forvet oyuncularından birinin pivot tarzı olması takıma hücum açısından çok
yönlülük katacaktır, bazen bir pivot oyuncusu çok iyi pres takımlarını aşmakta
da yardımcı olabilir. Kanat oyuncularının ortalarına kafa vurabilmesi de
önemli, takım arkadaşlarını rahatlatması da. Diğer forvetin ise daha çok
yaratıcı ve bitirici tarzda olması sistemi daha işlevsel hale getirebilir.
Oyuncu
profilleri diziliş açısından en önemli etkiye sahip etmenlerden biridir, bu
yüzden yanlış tipte oyuncuları toplayıp bu sistemde ısrar etmek boşa zaman
kaybı ve başarısızlıklar getirecektir.
Takımın
mentalitesi de çok önemli tabiki, top rakipteyken oyuncuların sanki el ele
bağlıymış gibi kompakt hareket etmesi gerekir, forvet ikilisi orta sahaya
yardıma gelerek rakibi altıgen şeklinde karşılayabilmek de çok önemli,
böylelikle rakibe sayısal olarak üstünlük sağlayabiliriz. Oyuncuların yaş
ortalamaları da önem arz ediyor, temposuz ve yaşlı oyuncularla sahada kavga
edemeyiz. Rakibe baskı kurmamız gerektiğinde stoperleri orta sahaya çıkarıp
oyunu daraltarak atak sürekliliğini sağlamak ve rakibi hataya zorlamak bizi hem
göze hoş gelen oyuna hem de güzel sonuçların habercisi olacaktır.