Öncelikle Denizli karşısındaki oyunun bu sezon
şampiyonluk için yetmeyeceğini söylemek istiyorum.
Ve hakemler düzelene kadar, tüm insanlar bu saçmalığı
farkedene kadar da yazacağım. Hakemler bu ülkede oyun oynatmıyor !
Hakem Yaşar Kemal Uğurlu, soyunma odasından faullerle
oyunu durdurmaya başladı. Hakemlere Galatasaray’ın ceza sınırındaki oyuncuları
maç önünde ezberletiyorlar sanırım, maç başladıktan 2 dakika sonra da kafa
kafaya çarpışma sonucu faul vermediği pozisyondan sonra Marcao’yu sarı kartla
cezalandıran bir hakem vardı. Bunun 1 tık ötesi hatalı pas attı diye oyuncuya
sarı kart göstermektir. Lemina da kart sınırındaydı, sanırım niyeti çok belli
olmasın diye ona kart göstermedi.
Ayrıca Lemina demişken şunu da ekleyelim. Lemina Premier
lig seviyesinde oyun oynadığı için nizami şarjlarda oyun faul olarak
durduruluyor, hatta Saracchi de isyan etti bir noktadan sonra, hatta ve hatta
Galatasaraylı oyuncu Feghouli topa sahipken rakibe faul yapmış oldu. Topa
sahipken faul yapabilmek büyük bir beceri olsa gerek.
Galatasaray maça beklediğimiz 11 ile başladı; Muslera-
Linnes, Donk, Marcao, Saracchi- Lemina, Seri- Feghouli, Ömer Bayram- Emre
Akbaba, Falcao.
Fatih Hoca’nın Taylan ve Emre Akbaba arasında yazı tura
atarak bile seçim yapabileceğini söylemiştim. Fatih Terim Emre Akbaba’ya karşı
farklı hislerde olduğu için onu tercih etti sanırım.
Denizlispor ise neredeyse tamamen beklediğim bir 11 ile
çıktı; Stachowiak- Zeki, Oğuz, Mustafa Yumlu, Thiago Lopez- Onazi, Murawski-
Sacko, Aissati, Olcay- Rodallega.
Galatasaray beklediğim gibi top rakipteyken 4-4-2 ile
rakip savunma hattıyla 1’e 1 eşleşerek baskıyla maça başladı. Bunun etkisiyle
oyun kuramayan Denizlispor uzun toplar ve dönen topları ile konta atak
kovaladı.
Galatasaray topu aldığında ise Lemina’da stoper rolüne
bürünerek 3-1-4-2’ye döndü. Bek oyuncularının hücum performanslarını optimize
etmek için bu oyun tarzı üzerinde yoğunlaşıldığını düşünüyorum.
Saracchi maça fırtına gibi başladı, Liverpoollu Robertson
etkisi gösterircesine hücum etti. Hatta bir ara ben yoruldum hücum
bindirmelerini izlerken. Saracchi, taraftar önünde ilk defa görücüye çıktığı
için kendini göstermek adına maça bu kadar eforlu başladı sanırım. Hatta oyun
sol kanada o kadar yıkıldı ki, Galatasaray sağ kanadı kullanmaz oldu ve
dengesiz bir oyun oldu. Sağlı sollu gelemeyen sadece Saracchi ile bindiren bir
Galatasaray vardı. Bunun getirisi olarak Saracchi ve Ömer Bayram oyunun belli
bölümlerinde oyundan düştü.
Galatasaray taraftarı sol ayaklı sol bek izlemeyi
özlemişti, Saracchi geri dönüşlerde problem yaşayabilen bir oyuncu. Birkaç
pozisyonda geriye dönerken net şekilde aksadı. Saracchi’nin önünde oynayan Ömer
Bayram tercihini de bu yönde yorumlayabiliriz, Ömer Bayram’ın defansif çalışkanlığı
ile Saracchi’nin defansif zaafiyetlerini minimuma indirgemek istendi sanırım.
Kısmen de başarılı olduğunu söylemek gerekli.
Maç öncesi analizimde Denizlispor’un altıpasa yapılan
ortalarda sıklıkla zafiyet yaşadığını ısrarla yazmıştım. Galatasaray o bölgeyi
zorlayarak Emre Akbaba ile golü çıkardı. Yan hakem saçma sapan bir şekilde
ofsayt bayrağı kaldırsa da neyse ki hata düzeltildi. Golden önce Falcao’nun
altıpas içinde kaleciye nişanladığı net bir pozisyon vardı, ondan önce de Emre
Akbaba’nın ara pasında Falcao’nun net şekilde yararlanamadığı bir pozisyon
vardı.
Galatasaray yapmak istediği presi uzun dakikalara
yayamadı, hakem de neredeyse her pozisyonda oyunu durdurduğu için buna izin
vermedi. Bence Türk futbolunda çözülmesi gereken en önemli sorun Türk
Hakemlerinin oyunu aşırı derece fazla durdurması. Hakemler yere düşen her
oyuncuya faul vermek zorunda değil, oyunun bu kadar durması takımlarımıza
faydadan çok zarar sağlıyor.
Galatasaray topa sahipken Seri’yi çok yalnız bırakıyor,
Lemina’nın orta saha performansından feragat ettiğimiz zaman Ömer Bayram ve
Feghouli’nin mezzela gibi hem kanat hem de orta sahaya yoğun katkı vermesi
gerekiyor. Yarın öbür gün sıkıntılı deplasmanlarda orta sahayı rakibe verirsek
maçtan istediğimiz sonuçlarla ayrılmamız mümkün olmayacaktır.
Galatasaray’ın 2. Golü de maç öncesine ısrarla altını
çizdiğim bir durumdu, Seri’nin harika pası ile Falcao golü buldu, daha kolay
pozisyonları kaçıran Falcao’nun bu golü oyuncunun özgüveni açısından da çok
önemliydi.
Ben şimdiden Konya deplasmanında stoperde kimi
oynatacağız onu düşünmeye başladım. Kadrodaki stoper orjinli tek oyuncu
Marcao’ydu ve kapanan Konya karşısındaki defanstan topa oyun kurması çok
önemliydi. Konya deplasmanında Ahmet Çalık ile maça çıkmak biraz intihar gibi
olacak, o maça kadar yeni stoper alınır mı emin değilim. Galatasaray için kader
haftalarından biri olacak, ayrıca hakemlerin şimdiden Galatasaray’ın havlu
atması için çabalayacağı da unutulmasın.
Arkadaşlar Falcao’nun goller atacağını daha önce de söylemiştim,
galeyana gelmeye gerek yok. Rakipler tarafından sürekli Falcao karalanacaktır.
Yeter ki topu Falcao’ya getirebilelim, bir şekilde o golleri bulacaktır. Eğer
ki Falcao pozisyona giremiyorsa asıl problem o olacaktır. Ayrıca Galatasaray’ın
ilk golünde de atağı orta sahada kuran oyunculardan biri Falcao’ydu.
Galatasaray’daki en büyük problemlerden biri de teknik
ekibin oyuna müdahelesi. Çünkü neredeyse oyuna müdahele etmiyorlar,
değişiklikler için çok geç kalınıyor. Denizli’nin ptt seviyesindeki oyuncu
değişiklikleri bile enerji konusunda fark yaratıyor. Futbolda enerji her
şeydir. Eğer Fatih Terim kulübedeki oyunculara 30 dakika bile güvenmiyorsa o
oyuncuları hiç tutmasın yanında. Çünkü Feghouli neredeyse yürümeye bile üşenir
oldu, Emre Akbaba’nın maç kondisyonu kazanması zaman alacak. Ömer’in maalesef
kalitesi yetersiz kalıyor. Açıkçası 2’yi bulduktan hemen sonra Emre Akbaba
yerine Taylan; Feghouli yerine de Jesse’nin oyuna girmesi gerektiğini
düşünüyordum. 10-15 dakika sonra da Ömer Bayram yerine Belhanda girseydi,
enerji olarak rakibe daha net karşılık verebilirdik.
Saracchi gol attıracak, gol de yedirecek. Bugün yenilen
golde Linnes ve Saracchi’nin payı vardı. Kornerde topu rakibe asiste eden
Linnes ve şutu engelleyemeyen Saracchi vardı. Galatasaray’ın yemeyip içmeyip
duran top çalışması lazım. Galatasaray’ın duran toplarda da Ömer Bayram’dan
daha kaliteli ayaklar bulması gerekiyor. Emre Akbaba’nın olduğu ortamlarda Ömer
ile orta açmak da bana garip geliyor. Galatasaray adına zaman zaman sıkışan oyunları
açmak için duran toplardan gol bulmak çok değerli olacaktır. Ama neredeyse
duran top golümüz yok bu sezon, üstüne üstlük duran toplardan gol de yiyoruz.
Marcao disiplinsizliklerine devam ediyor, sarı kartı
varken dakika 85’te Rodallega ile laf dalaşına girdi. Ankaragücü maçında
Marcao’nun hatası yüzünden maç 2-2’ye gelmişti ama bu arkadaş hala ders
alabilmiş değil. Estupinan ve Rodallega ile çift forvete dönen Denizli
karşısında stopersiz kalmak puan kaybına neden olabilirdi. Tüm takım Marcao
kırmızı görmesin diye seferber oldu resmen, hakemin Marcao’yu ikinci sarıdan
atamaması da ayrı bir olay zaten.
Lemina mükemmele yakın bir performans sergiledi, sağlıklı
bir Lemina kesinlikle ligin en iyi oyuncularından biri. Seri ondan beklediğim
asisti yaptı, Falcao gol attı. Emre Akbaba keza aynı şekilde ondan bekleneni
yaptı, Falcao – Emre uyumu fena değildi. Ömer çalışkandı ama hala kalitesel
noktada yetersizlikleri var, Ömer öyle bir oyuncu ki ne yapacağını kimse
kestiremiyor. Bu da set oyununda büyük bir eksiklik.
Feghouli’yi hiç beğenmedim, ne savunmada ne hücumda katkı
verebildi. Falcao’ya yakın da bir maaş alıyor, fiyat performans olarak
yerlerdeydi. Hala Feghouli’nin form tutmasını bekliyoruz. Çok daha erkenden
Jesse’nin oyuna girmesi gerektiğini düşünüyordum. Jesse en azından defansif
katkı verirdi.
Linnes de pek verimli oynayamadı, uzun vadede ve haftalık
tek maçlı sistemde Mariano hala Linnes’in önünde.
Galatasaray’ın Linnes, Donk, Marcao ve Saracchi’li 4’lü
sistemde bir maçta gol yememe ihtimali çok düşük. Konya deplasmanı için şimdi
bir de Ahmet Çalık eklenecek oraya, ben şimdiden ecel terleri dökmeye başladım.