Maç analizinden önce Gs Tv hakkında söylemek istediğim bir kaç detay var. Belki Otel'in sahasından dolayı kamera açısı kötü olabilir ama maçı çeken kameraman instagrama story atarken bile daha özenli davranıyordur, mesela korner ve frikiklerde ani ve yersiz zoom'lar yaparak enteresan görüntüler ortaya çıkarmayı başardı.
Gs Tv spikeri kim bilmiyorum ama Şampiyonlar Ligi finalini de anlatsa bizi U-19 maçı havasından çıkaramıyor; Galatasaray maçları sürekli Gs Tv'den yayınlansa ve bu arkadaş anlatsa ses rengi, oktav aralığı, tonlamalar, çarpmalar dahil ses analizi yapardım, ama neyse.
Gs Tv yorumcusu da sürekli yanlış telafuzla Onyekürü diyip durdu, uyaran yok bir şey yapan yok, adam da Onyekürü üstüne Onyekürü diyip durdu. Maçta bile oynamayan bir oyuncunun ismini yanlış telafuz etmeyi başarmak da bir yayıncılık başarısıdır bence. Şahsen yorumculardan daha farklı beklentilerim var, işin biraz daha teknik kısmında olmalarını bekliyorum.
Galatasaray maça; son Antalyapor maçının devamı ve Denizlispor maçına çıkabilecek bir 11 ile başladı. Muslera yerine futbolu unutmasın diye tercih edilen Okan sahadaydı. Muslera'nın en hazır ve en güvenilir olduğu ortamda yanlış bir tercih değil. Linnes ve Saracchi tercihleri, ligin ilk yarısı yapılan teşhislerin bir sonucu olarak karşımıza çıktı. Daha dinamik, daha genç, daha enerjik bir takım olmak adına yapılmış bir hamle. Stoper ikilisi Donk ve Marcao, orta saha göbekte Lemina ve Seri, sağda Feghouli solda Ömer Bayram ilerde ise Taylan ve Falcao yer aldı. 4-4-2'ye çalan 4-2-3-1 ile sahada olan bir Galatasaray vardı.
Takım olarak neler yapmaya çalıştığımızdan daha sonra bahsedeceğim, bireysel olarak oyuncu analizleri ile devam edelim.
Linnes'in uzun vadede saç baş yoldurabileceği ve haftada 1 maçlık performans ile Mariano'yu aratabileceğini düşünüyorum. Galatasaray kapanan takımlara karşı oynadığında her ne kadar fizik olarak bitik de olsa Mariano'nun oyun kurucu özelliği işimize yarıyordu. Ve uzun vadede Mariano'nun Linnes'ten formayı alacağını bilmeyen yoktur sanırım. Büyük ihtimalle Mariano yabancı kontenjanının doluluğu nedeniyle listeye yazılamayacak ve Linnes'in hücum performansını bol bol sorgulayacağız. Defansif olarak Linnes, Altay karşısında başarılıydı ama daha güçlü oyuncuları olan takımlar karşısında defansif zaaflarını da göreceğiz.
Donk'un stoper performansını beğenmiyorum, soğukkanlı gibi durmaya çalışıyor ama söylediğim gibi duruyor ve soğukkanlı görünerek golü yedirme potansiyeline sahip. Kasımpaşa yıllarından çok yakından stoper performansını takip ettiğim bir oyuncu olduğu için Donk'un ne verebileceğini biliyorum. O zamanlar Kasımpaşa'ya 3-4 golden az atanı dövüyorlardı. Ne yapıp ne edip Donk'u orta saha alternatifi olarak düşünmeliyiz. Donk'un stoper oynadığı bir düzende, hele ki yanında oynayan savunmacıların da defansif zaafını göz önünde bulundurursak , şampiyonluktan bahsetmek çok iyimserlik olur. Altay karşısında da 50 metreden ara pası yedik ve ters kademeye giren Linnes golü önlemişti.
Marcao kendisini yere atma huyundan vazgeçmeli. Şampiyonlar ligi de olsa 5.lig takımı da olsa rakipleri ile karşı karşıyayken kendini yere atıyor. Ve bu durumun teknik ekip tarafından uyarılmamış olduğunu düşünmek bile istemiyorum. Belli ki oyuncu bir defa uyarıdan anlayacak kadar nitelikli değil, o halde her maç öncesi uyarmalıyız. Baskı gelmediği zaman ayağı iyi olan Marcao, rakibin baskı yaptığı durumlarda ise elini ayağına dolaştırabiliyor. Marcao Saracchi ile birlikte oynayacak ve defansif yükümlülükleri daha ağır olacak.
Saracchi, tam beklediğim gibi başladı. Hızlı, çevik, mücadeleci, geriye doğru yüzdeli oynar ama ileri doğru oynadığında isabetsiz pasları göze batar. Galatasaray'ın iki beki de oyun kuramayan oyuncudan oluştuğu için bu durum zaman zaman sorun yaratabilir. Saracchi genç olduğu için bu eksiklikleri göz ardı edilebilir ve zamanla daha iyi olacağını düşünüyorum. Kendi takım arkadaşlarıyla uyum yakalarsa daha iyi seviyelere gelecektir. Hücumu zorlayan bir oyuncu, sol bekten hücum katkısı almayı neredeyse unutmuş bir topluluktuk.
Lemina top takımdayken stoperlerin arasına girip oyun kurulumunda yardımcı oldu. Sağlıklı bir Lemina hem defansif hem de ofansif olarak en önemli oyuncularımızdan biri. Lemina'nın sakatlanma riskine karşın orada nasıl alternatif bulacağız o önemli. Selçuk yerine girip oynayacaksa yine sezonu kaldırıp çöpe atabiliriz.
Seri biraz daha diri göründü, birkaç tane basit hata yaptı yine ama Lemina'dan aldığı topları 3. bölgeye rahatlıkla taşıyabilecek bir oyuncu. Seri'nin oyun görüşü çok üst düzey, dönebilirse Onyekuru ve gönderilmezse Sekidika ile çok daha iyi olacaktır. Bekler bindirme yaparsa Seri'nin performansı da yukarıya çıkar. Kamp yemiş Seri'nin da fiziksel olarak daha iyi olacağını düşünebiliriz.
Feghouli'yi yine beğenmedim, maçın başında biraz pres yapıyor gibi göründü ama çok durağan, yıllık ücreti bu kadar yüksek olan oyuncudan beklentilerimiz çok daha fazla olmalı. Sezon başı Feghouli'nin istikrarsızlıkları çok canımızı yakmaya başladı. Son bir görev son bir dans diye dilenebiliriz, ayrıca Feghouli'nin 2 senelik daha kontratı var, bu kadar yüksek yıllık ücretten böyle uzun süreli sözleşmeler cidden canımızı daha da yakacak. Keşke doğru zamanda yollarımızı ayırabilseydik.
Taylan Antalyalı tam beklediğim gibi performans sergiledi, maçın en kötüsüydü bence. Son maçta yıldızlaşmıştı ama her maç o seviyede oynamasının mümkün olmayacağını düşünüyorum. İç saha maçlarında rahatlıkla forma verebiliriz ama zor deplasmanlarda Taylan ve Ömer'in bizi işin içinden ayıklayabileceğini pek düşünmüyorum. Taylan en iyi görünen oyuncuydu ve araya girilmesi belki onun ritmini bozmuş olabilir. İç sahadaki saman alevi performanslarına bile ihtiyacımız var. Ama Taylan bu takımın bel kemiğidir denilmeye başlanırsa yine şampiyonluğu unutalım.
Ömer Bayram, Taylan için söylediklerim Ömer için de geçerli. Mesela Antalya maçında muazzam oynamıştı, Altay karşısında da Taylan ile basıyorlar koşuyorlar ama takımın ihtiyacı olan kreatifliği sol kanatta gösteremiyor. Mücadelesine saygı duymak gerekli.
Falcao fizik olarak gün geçtikçe daha iyiye gidecektir, geriye gelip oyun kurulumuna da yardım etmek istedi, zaman zaman pas hataları yaptı ama oynadıkça ve takım uyumu arttıkça iyiye gidecektir. Penaltıdan bile olsa gol atmış olması önemli.
Berk Balaban'ı çok beğendim, penaltı kurtarmada Muslera'nın önündedir. Metz'in u-19 maçlarında Berk'i beğendiği ve teklifte bulunabileceği yazılmıştı. Artık onun da oynaması gereken zamanlar, forma şansı buldukça kendini gösterebilir. Oynama garantisiyle kiralanırsa her iki taraf için de kazançlı bir durum ortaya çıkabilir.
Şener hazır görüntü çizmedi pek, Mariano'nun ayrılma ihtimaline karşın Şener'in durumu çok kritik.
Emin Bayram'a bayıldım, henüz 16 yaşında ve harika bir olgunlukta oynuyor. Teknik seviye olarak Ahmet'i ezdi neredeyse; biraz daha güveni yerine geldikten sonra ve yere sağlam bastıkça iyi olacaktır. Öyle kritik virajdayız ki hataya yer yok, yoksa şu Emin Bayram'a forma verilmesini çok isterdim. Donk'u orta saha olarak kullandırabilecek her formüle de açığım şuan. Transfer yapılmaz ve Emin ile yürürsek de şampiyonluğu kaybedebiliriz ama oyuncuyu kazanırız.
Ahmet Çalık'a kafayı takmış durumdayım. Belki çok iyi bir insan olabilir, eminim de öyledir. Ama benim anlayışıma uymayan bir tarzı var. Sahada onu görünce ben kendimi kötü hissediyorum.Keşke yerine Işık Kaan getirilseydi.
Emre Taşdemir savunma anlamında sahada yok neredeyse, savunma öğrenilebilecek bir beceri. Ama gelişim göstermiyor. Keşke yerine Süleyman Luş getirilseydi.
Selçuk İnan, yorum yok, ayakta duramıyor. Mustafa Kapı, Atalay, Güney Gençel ve Abdussamed'den çalınan sürelere yazık.
Belhanda, Seri'nin bölgesinde forma giydi. Takımda kalırsa 10 numara ve 8 numara alternatifi olacaktır. Kötü değildi, fizik olarak iyi durumda en azından. Belhanda gitmeden orta saha transferi olmaz. Madem gitmeyeceksin tribünlere neden küfür ettin diye sormak isterdim.
Emre Akbaba, bu kadar ağır sakatlıktan çıkıp her topa atlamak çok büyük bir yürek ister. Böyle oynadığı için sakatlanmıştı zaten, Selçuk yıllardır bir tane topa atlamadı ve sapasağlam duruyor. Umarım Emre bir daha sakatlanmaz. Andone de takım için savaşırken sakatlanmıştı. Elmander de böyle sakatlanırdı zaten.
Jesse ufak bir kesit sundu, Onyekuru'nun hastalığında Jesse'ye daha büyük işler düşecek. Takımı tanımıyor daha, çekingen bir oyuncu. Meziyetleri var elbet, antrenman eksiği de var. İnşallah gelişimini devam ettirebilir.
Jimmy Durmaz ve Adem Büyük de fena değildi, alternatif olarak iş yapabilecek oyuncular bunlar.
Mariano, Nagatomo ve Emre Mor gözden çıkarılmış gibi. En az zararla vedalaşabiliriz umarım.
Takım olarak önde basmaya çalışan bir Galatasaray vardı, tam beklediğim gibi alan daraltamasak da presi denedik en azından. Topa göre pozisyon alıp rakip oyuncuların açılarını kapatacak şekilde sahada dizilmeliyiz. Savunma çizgisi ve hücum oyuncuları arasındaki mesafeyi azaltabilirsek sürekliliği sağlayabiliriz.. Zaman zaman topu Altay'a bırakan bir takım görüntüsü verdik, geçiş oyununa geçiş sinyali gibiydi. Oyunculara yükleme yapıldığı düşünülürse tam randımanlı performans sergilemeleri beklenemez zaten, daha sıkı rakipler karşısında da kendimizi test etmek isterdim. Takım özgüven kazansın diye de bu tarz rakipler tercih edilmiş olabilir.
Onyekuru'nun hastalığı büyük talihsizlik, o bölgede Ömer Bayram ve Jesse kaldı. İç sahada bir türlü telafi edebiliriz ama deplasmanlarda zorlanma ihtimalimiz var.
Oyuncu satışı yapamamış olmamız, stoper ve orta sahadaki oyuncu eksiklikleri can sıkıcı. Bu ortamda çok iyi antrenman yapıp herkesten daha verimli çalışarak elimizdeki oyuncularla bu işin üstesinden gelmeye çalışmamız lazım. Geniş açıdan bakarsak pek iyimser değilim, deplasmanlarda bu takımın çatır çatır kavga ettiğini görmeden de iyi hissedemeyeceğim. Haftada 1 maça çıkacak Galatasaray umarım beklentilerimizi karşılayabilir.